Kategoriler
ahvalnews Yazılar

‘Son terörist’ kimdir, nerededir? Annesinin karnında mı yoksa kundakta mı?

“Son teröristi” öldürünceye dek terörle mücadelemiz devam edecek naralarının en üst seviyede atıldığı günlerden geçiyoruz. 40 yıllık yaşamımda bu sözü ne çok duyduğumu düşündüm dün

 O “son terörist” ölünceye dek, bu ülkede yaşamımız böyle devam edecek demek, savaş, yıkım içinde, her gün gelen genç cenazelerle…

O zaman o “son terörist”i biran önce bulalım da artık normal bir yaşama geçelim.

Peki, nerededir bu “son terörist”, kimdir? Gelin birlikte bulalım.

“Son terörist” abisinin bodrumlarda yakıldığına şahit olan, Cizre’de evini ziyaret ettiğim küçük kız olabilir mi acaba?

Gözlerindeki öfkeyi görmüştüm, bir gün dağa çıkması ihtimal dâhilinde olanlardan.

“Son terörist” şuan Türkiye’nin herhangi bir ilinde, bir ilkokulda okuyan, ninesinin dilini anlamadan büyüyen, Türklüğün yüceltildiği Kürtlüğün aşağılandığı bir ortamda gittikçe içine kapanan ve gün geçtikçe bilenen bir çocuk olabilir mi?

“Son terörist” önceki hafta gittiğim Şırnak’ta, evi yıkıldığı için üç yıldır naylonlar geçirilmiş bir barakada yaşamaya çalışan ailenin yeni doğan, kundaktaki bebeği olabilir mi?

Kimdir “son terörist”, bu çocuklardan hangisidir?

Alipaşa’da evi yıkılan çocuklardan biri midir? Kürtçe şarkı söylediği için cezaevinde yatan gençlerden biri midir? Yoksa Yüksekova’da sokağa çıkma yasakları sırasında yataklarına dışkı bırakılan evin sahibinin henüz doğmamış, karnındaki bebeği midir?

Şuan çatışmalarda ölen ve cenazeleri verilmeyen PKK’lilerden bir tanesinin küçük kardeşi olabilir mi “son terörist”? Ya da Dicle Vadide oturan varlıklı bir Kürt ailenin bombardıman sesinden çığlık çığlığa sürekli kulağını kapatan küçük oğlu olabilir mi o “son terörist”?

Belki de KHK ile işsiz kalan bir Kürt öğretmenin, ekmeğinden olduğu için artık ihtiyaçlarını karşılayamadığı çocuğudur o “son terörist”. Ya da Sur’da çıplak olarak bodrumlardan çıkarılan gençlerin çocuklarından biri mi olacak o “son terörist”? Ya da uyduruk iddianamelerle anası veya babasından koparılmış bir çocuk mu?

Nerededir bu “son terörist”, çıksın ortaya, yüce devletimiz biran önce onu da etkisiz hale getirsin, sonra bitsin bu 30 yıldır içinde bulunduğumuz süreç.

Bu ülkenin bekasının, “son terörist”in öldürülmesine bağlı olduğuna gerçekten inan var mı?

Geçen gün izlediğim Nuremberg Duruşması filminde, mahkemenin yargıcı, Nazilerin Adalet Bakanı ve Nazi döneminin yargıçlarına ömür boyu hapis cezası veriyor.

Naziler döneminde bürokrat olan, yargıç olan bu insanlar savunmalarında “ülkenin beka sorunu vardı” vurgusunu sık yaptığı için, mahkeme yargıcı ömür boyu hapis cezasının gerekçesini açıklarken şunu söylüyor:

“Beka ne demek? Bir ülke kaya değildir, tek başına bir kütle değildir. Varoluşunu sürdürürken en zor durumlarda bile adaleti korumak zorundadır.”

Adaleti korumadığın, dilini, kültürünü yok saydığın, temsilcilerini cezaevine attığın, mezarlarını tahrip ettiğin, onurlu bir şekilde gömülme hakkını, yas hakkını, son bir veda hakkını elinden aldığın bir halkın talepleri,  ölüm, savaş, kanla, “son teröristin imha edilmesi” ile bitirilebilir mi?

Kürt bebekler bu ortamda doğdukça, Kürt çocuklar bu ortamda yetiştikçe, Kürdün dili, kimliği, bedeni, canı, emeği, duyguları yok hükmünde sayıldıkça, bu ülkenin bekası korunabilir mi?

Gerçekten merak ediyorum. İktidardakilerin hiçbiri mi bu ülkeyi düşünmüyor, hiçbiri mi bu ülkeyi sevmiyor? Çünkü ülkesini sevenin bu gerçeği görmemesi mümkün değil. Zulüm, baskı, ölüm devam ettikçe, bu topraklarda o “son terörist” hep olacak çünkü.

“Son terörist” kimdir, nerededir, kim bilir… Annesinin karnında mıdır, yoksa kundakta bir bebek midir?