Kategoriler
Yazılar

Diyarbakır: Halk sandıkta AKP’yi cezalandıracak

Diyarbakır’da sıcak bir gün. Urfa yolundan şehre doğru ilerliyorum. Her 2 metrede bir Türk bayraklarına bitişik asılan Erdoğan posterleri, Bağlar İlçe Seçim Kurulunun 10 Haziran’da aldığı kaldırılma kararına rağmen yerlerinde duruyorlar.

Diyarbakır genel olarak sessiz, şehirde bir seçim havası yok. Davullu zurnalı eski seçim çalışmaları geliyor aklıma. Görüştüğüm bir işadamı “Ciddi bir heyecan yok ama halk seçime hazır, kararlıdır herkes. HDP’nin oyları Kasım’a göre kesinlikle artıyor, AKP’nin kesinlikle düşüyor. İyi Parti CHP’den fazla alacak. 1 cumhur, 1 millet ittifakı, 10 HDP vekil çıkarır” diyor.

“Peki, sen oyunu kime vereceksin?” diye sorduğumda, rahatlıkla cevap veriyor:

“Ben tekrar barış ortamı gelsin diye oyumu HDP’ye vereceğim. Eğer seçimden sonra HDP parlamentoda belirleyici bir pozisyona gelirse, Kürt sorununun silahsız çözümü için daha aktif olacağını ve inisiyatif alacağını düşünüyorum”.

Ancak şehirdeki herkes bu işadamı kadar rahatlıkla oy vereceği partiyi söyleyemiyor. Korku ve baskı ortamı hâkim. Ancak tüm bu baskı ve sessizliğin içerisinde, kararlılık dikkatlerden kaçmıyor. HDP seçim bürosunda tek başına oturan yaşlı bir kadın “her gün geliyorum buraya çünkü çok yalnız kaldılar, yalnız oldukların hissetmesinler” diyor. Başka bir ev kadını ise HDP için nasıl çalıştığını ve her gün ettiği duaları anlatıyor:

“Her gün, her namazda HDP için dua ediyorum. Cezaevindekiler çıksın diye dua ediyorum. Ne çok aile parçalandı, ne çok insan haksız hukuksuz yere işinden atıldı, aç bırakıldı. Bunları yapanların öbür dünyada bile yeri yok.”

Şehirdeki 10 bin civarında güvenlik mensubu ve ailelerinin kime oy vereceği de konuşulan konulardan biri. Polis ve askerde de AKP’den bir bıkkınlık seziliyor. Bu kesim içerisinde İyi Partiye bir yönelme görülüyor.

Devletle her dönem birlikte olan ailelerin oy eğilimlerinde de değişimler var gibi. Çınar-Bismil arasındaki bazı AKP-MHP köyleri İyi Partiye oy vereceklerini açıklıkla söylüyorlar.

Sur’un yıkılmasının yarattığı öfke AKP’li seçmeni de kapsıyor. AKP’li olduğunu söyleyen bir adam, “Ama bu seçimde HDP’ye oy vereceğim. AKP şehri başımıza yıktı. 7000 yıllık Sur’u yıktı” diyor.

Supporters watch on television the broadcast of the official campaign launch of imprisoned presidential candidate of the People’s Democratic Party (HDP), Selahattin Demirtas (Rear on screen) on June 17, 2018 in Diyarbakir during the presidential campaign.
HDP presidential candidate and former leader Selahattin Demirtas is campaigning from behind bars following his arrest in November 2016 on charges of links to the PKK. / AFP PHOTO / ILYAS AKENGIN

Oysa AKP Diyarbakır’daki seçim vaatlerini daha çok Sur üzerinden kuruyor. Şehrin dört bir yanı “Sur’u nasıl ihya edeceklerine” ilişkin bez döviz ve pankartlarla dolu. Anlaşılan o ki bu göz boyama, Sur’a ilişkin vaatler kendi kitleleri üzerinde bile işe yaramıyor.

Bir işadamı şöyle devam ediyor:

“Toledo hikâyesi vardı. Sur’u Toledo yapacağım diyenin nasıl gittiğini gördük. Dolayısıyla buradaki bürokrat ya da bakanların geleceğe ilişkin söylediklerinin hiçbir kıymeti harbiyesi yok. Sur’un özüne kattıkları hiçbir şey yok. Sadece Sur’u yok etmeye, insansızlaştırmaya çalışıyorlar”.

HDP’nin 7 Haziran’dan aldığından daha fazla oy alacağı düşüncesi hâkim. Kentin önemli bir sivil toplum örgütünün başkanı bunun nedenini şöyle açıklıyor:

“İnsanlar 7 Haziran’da HDP’ye oy verip barışı getirmeyi hedefliyordu. Şimdi AKP’yi cezalandırmak için HDP’ye oy verecekler. AKP’liler bile bu şehirden AKP’li vekil çıkmasın diyor. Halk AKP’yi cezalandıracak çünkü son birkaç yılda AKP’nin Kürt karşıtlığı netleşti. Güney Kürdistan’daki referandum sırasında takındığı tavır, Güneyli Kürtlere ‘aç kalırsınız’ demesini Kürtler unutmaz. Ve elbette Afrin. AKP tüm bu süreçte ‘ben Kürdün karşısındayım, bunun için gerekirse İŞİD’le bile birlikte olurum’ dedi. Oldu da.”

AKP’nin Diyarbakır’daki oylarını düşürecek bir diğer etmen ise kayyumlar. Kayyumlar genel olarak Bölgede AKP’ye oy kaybettirmiş görünüyor. Belediye başkanlarının hapse atılmasının yanı sıra, kayyumların yıktırdığı anıtlar, değiştirilen sokak, park isimleri hafızalarda. Ve elbette kayyumların gelmesi ile belediyelerden atılan binlerce işsiz insan var. Bunlara 2,5 yıldan fazladır Sur’un 6 mahallesinde devam eden anlamsız sokağa çıkma yasağının yarattığı öfkeyi de eklemek lazım.

“Peki ya AKP alırsa?” diye soruyorum bir sivil toplum örgütü yöneticisine:

“Adil bir seçim olması durumunda alma ihtimali yok. Hatta AKP’nin bu seçimde Diyarbakır’dan tek bir vekil bile çıkarmama olasılığı çok yüksek. Ancak hile ve hurdayla alsa bile bir dahaki olmayacak. İnanılmaz bir hukuksuzluk, adaletsizlik, ötekileştirme yaptılar. Türkiye halkları bunu kaldırmaz.”

Türkiye halkları bunu kaldırır mı kaldırmaz mı bilinmez ama öyle görünüyor ki Diyarbakır’da halk AKP’yi sandıkta ciddi bir şekilde cezalandıracak.