Silopi’deyim. Karşıyaka Mahallesi’nde oldukça yoksul bir eve giriyorum. Odanın bir köşesinde yatak döşekler üst üste konulmuş, bir elektrikli soba çalışıyor. Duvarda küçük bir çocuğun resmi var, ismi Mehmet, Mehmet Mete. Anne ve baba ile oturuyoruz. Baba eskiden kamyon şoförlüğü yapıyormuş, şimdi Silopi’deki birçok kamyon şoförü gibi o da işsiz. Birazdan saçı örgülü, iri siyah gözlere […]
![](https://nurcanbaysal.com/wp-content/uploads/2019/10/mehmet.jpg)