Kategoriler
ahvalnews Yazılar

Silopi: Ekonomi, sağlık, eğitim, yollar her şey dibe vurmuş durumda

Yıllardır gitmediğim Silopi yolundayım. Nusaybin’den sonra sık arama noktaları var. Sabah 9 gibi Silopi’ye giriş yapıyorum. Yollar bomboş. Habur’dan dolayı uzun tır ve kamyon kuyruklarının yaşandığı yılları hatırlıyorum.

Artık Habur Sınır Kapısı’na giden kamyon ve tırlar için bir çevre yolu var ama çevre yolunda bile hareketlilik pek yok. Oysa kaset satanından, yemek satanına bu yollar bir zamanlar binlerce kişinin ekmek kapısıydı.

Nitekim görüştüğüm Silopililer çözüm sürecinin bitmesinden sonra Habur Kapısı’na kısıtlama ve yasakların Silopi’de ekonomiyi sıfır noktasına getirdiğini dile getiriyorlar. “Sekiz paket sigara için artık sekiz ay içerde yatıyorsun” diye geçmişle bugünün farkını anlatıyor bir Silopili. Ekonomisi neredeyse tamamen sınır ticaretine bağlı olan Silopi’de ekonomi çökmüş durumda.

“Ya tarım ve hayvancılık?” diye soruyorum bir yetkiliye. 18 km. uzunluğundaki Silopi ovasında tarım yapmanın çok zorlaştığını, çünkü ovanın belli bir noktasından sonra geçiş izni verilmediğini söyleyerek, “Kontrol noktasının ötesine geçemiyorsun Nurcan Hanım” diyor.

Hayvancılık da mera yasaklarından dolayı bitme noktasına gelmiş durumda. “Sadece mera yasakları değil, kendi köylerimize bile yasaktan dolayı gidemiyoruz, meyvelerimiz ağacın üzerinde çürüyor” ekliyor.

Ekonominin yanı sıra eğitim, sağlık, her şey dibe vurmuş durumda. 167 bin nüfuslu Silopi halkının gideceği tek hastane Silopi Devlet Hastanesi. Hastanede sabah girilen fiş kuyruğundan ancak akşam çıkabiliyorsun. Koca Silopi’ye sadece bir kadın doğum uzmanının baktığını öğreniyorum.

 

 

Ciddi bir öğretmen açığı var. “Öğretmenler burada kalmak istemiyor” diyor bir Silopili. 10’a yakın okul karakola çevrilmiş. Bu da yetmemiş, yeni karakollar kurulmuş. Yedi-sekiz farklı girişi olan Silopi’nin her girişine karakol kurulduğu belirtiliyor. Bir karakolun yanından geçerken, yanımdaki mihmandarım “Nurcan Hanım bu karakollar ileride işkence merkezleri olacak. Bak duvarlarına, dışarıya ses çıkmasın diye iki metre kalınlıkta yapılmış” diyor. Ürperiyorum.

Termik santraller sadece çevre ve doğa tahribatı değil, Silopi’de büyük bir sağlık sorunu da yaratmış. Bir yetkili sadece bir yıl içerisinde Silopi’de 500 düşük olduğunu söylüyor. Kanser vakalarında da büyük bir artış var.

Görümlü beldesinde Ciner Holding tarafından işletilen, üç üniteden oluşan termik santral Türkiye’nin en büyük termik santraliymiş. Kentin diğer girişinde ise başka bir termik santral, Karadeniz Elektik bulunuyor.

Silopi, istatistiklere göre Türkiye’nin en genç nüfusuna sahip. Cizre gibi Silopi’de de son üç yıldır gençler arasında uyuşturucu kullanımı yaygınlaşmış durumda. “Çorap istiyor musun?” kodu ile gençlere bol uyuşturucu satıldığı söylenenler arasında. Bir Silopili “Devlet gençliği farklı yerlere çekmeye çalışıyor” diyor.

Yine Cizre gibi burada da İşkur’un istediği kişiye iş verdiğini ve iş verme kriterlerinde adaletsiz davrandığı söyleniyor. Kayyum sonrası yoğun işten çıkarmalar yaşanmış.

Kayyum aynen Cizre gibi burada da görüntüde bile olsa pek bir şey yapmamış. “Çünkü devlet ne yaparsa yapsın Cizre, Silopi, İdil gibi yerlerde seçimi alamayacağını biliyor. O nedenle görüntüde bile yatırım yapmıyor” diyor bir Silopili.

“Devlet burada HDP’nin nispeten daha düşük oy aldığı, koruculuğun daha yoğun olduğu Şırnak, Beytüşşebap, Uludere gibi merkezlere ağırlığını veriyor, seçimlerde oraları almaya çalışıyor” diye ekliyor. Diğer Kürt illerinde olduğu gibi burada da sivil toplum örgütleri kapatılmış, belediyeye bağlı olan gençlik ve kültür merkezleri ya kuran kurslarına verilmiş ya da farklı hizmetler veren merkezlere dönüştürülmüş.

 

 

Silopi’de tüm yollar çamur içinde. Çamura bata çıka şehir merkezinde geziniyorum. Bazı ana caddelerde asfaltlama çalışması var. Ama birçok caddede daha yeni yapılan asfaltlar çökmüş. Garip şekilli sokak lambaları yapılmış bazı ana caddelere, zevksizlik diz boyu. Sanat Sokağı altın varak görünümlü korkunç aydınlatmalarla donatılmış.

Diyarbakır Suriçi’nde yapılanları düşününce kayyumlar her şehirde başka bir korkunç görüntüye neden oluyor diye düşünmeden yapamıyorum. Çöken asfaltlarda araçla ilerlemek bile zor. Üç yıl önce yaşananları hatırlatan kurşun delikleri birçok yerde olduğu gibi duruyor.

 

 

HDP tüm baskılara rağmen Silopi’de çalışıyor. Görümlü gibi beldelere oy kullanmak için dışarıdan asker ve başka insanlar getirildiği söylenenler arasında. Görüştüğüm bir HDP yetkilisi 24 Haziran’da yüzde 74.80 oy aldıklarını, gelecek belediye seçimlerinde bu oyu en az yüzde 85’e çıkarmak istediklerini söylüyor.

“Bu kadar baskı altındayken ve devletin elindeki imkânlar ortadayken, bunu yapabilecek misiniz?” diye soruyorum. “Nurcan Hanım, Silopi Suriye, İran, Irak ile çevrili. Bir yanımız Acem, bir yanımız Arap, bir yanımız Türkmen. Biz Silopililerin direnmekten başka yolu yok” diye cevaplıyor.