Şırnak Valiliğinin web sayfasında bir basın duyurusu. Duyuru 6 Kasım Pazar günü yayınlanmış. Duyurunun ilk 3 paragrafında şunlar yazıyor:
“İlimizde Bölücü Terör Örgütü mensuplarının etkisiz hale getirilmesi ve patlayıcılarla tuzaklanmış barikat ve çukurların bertaraf edilmesi ve vatandaşlarımızın can ve mal güvenliğinin sağlanması için uygulamaya koyduğumuz sokağa çıkma yasağı 14.11.2016 gününden itibaren her gün sabah saat 05.00 ile akşam saat 22.00 arasında kaldırılacaktır.
Bu meyanda özellikle akşam belli saatten sonra sokağa çıkma yasağının devam etmesi vatandaşlarımızın güvenliği açısından çok önemli ama burada bayanların da bundan çok memnun olduğunu söylemek istiyorum. Cizre’de, Silopi’de, İdil’de karşılaştığım hanımefendiler ”Sayın Valim bu sayede tüm aile akşam bir arada oluyoruz, çok memnunuz” diyorlar.”
Şırnak Merkezde Bölücü Terör Örgütü mensuplarına karşı gerçekleştirilen operasyonlarda meydana gelen çatışmalar ve Bölücü Terör Örgütü mensuplarının evlere sokaklara döşediği patlayıcıların patlaması sebebiyle vatandaşlarımızın evleri, eşyaları, işyerleri büyük zarar görmüştür. Oluşan bu zararlar İdil, Silopi ve Cizre ilçelerimizde yaptığımız gibi kısa zamanda telafi edilecektir…”
Vali Bey’e buradan bazı sorularım var:
Eğer “Bölücü Terör Örgütü mensuplarının evlere sokaklara döşediği patlayıcıların patlaması sebebiyle vatandaşlarımızın evleri, eşyaları, işyerleri büyük zarar görmüş” ise neden operasyonlar 3 Haziran tarihinde bitmesine rağmen Şırnak’ta insanların evlerinin yıkımı devam etti?
Sizi duyar gibiyim. “Vatandaşımızın can ve mal güvenliği için” diyorsunuz herhalde. O zaman neden yıkım sırasında, “bombalı tuzakların temizlenmesi” esnasında herhangi bir patlama olmadı, ya oldu da bizler mi haberdar değiliz?
Eğer vatandaşın can ve mal güvenliğini böylesine çok düşünüyorsanız, neden Şırnak’ta yıkımın ihalesini “her şey dâhil” verme gereğini duydunuz?[1]
Ya da şöyle daha açık da sorabiliriz: Şırnaklıların evlerini kim yağmaladı? Şırnaklıları operasyonlar aylardır bitmesine rağmen neden kendi evlerine sokmuyorsunuz?
Basın duyurusunda “Oluşan bu zararlar İdil, Silopi ve Cizre ilçelerimizde yaptığımız gibi kısa zamanda telafi edilecektir” demişsiniz.
Valilik olarak İdil, Silopi ve Cizre’de kaç vatandaşa ne kadar ayni ve nakdi destekte bulundunuz?
Sık sık gittiğim İdil ve Cizre’de zararların telafisini bırakın, halen kurşunlar, havan topları, bombalarla harabeye dönmüş birçok evde yaşamını devam ettirmeye çalışan yüzlerce insan var. Bu şehirlere aktardığınızı söylediğiniz paralar kimlere, ne şekilde gitmektedir? Neden hala yüzlerce Cizreli, Silopili, İdilli evi olmadığı için memleketine dönememektedir?
Sayın Vali, basın duyurusunda 14 Kasım’da kısmen kaldırılacak olan sokağa çıkma yasağının biz kadınlar için önemine de değinmeden geçmemiş sağ olsun!
Şırnak’ta sokağa çıkma yasağı akşam 22:00, sabah 05:00 arası devam edecekmiş. Cizre’de, Silopi’de, İdil’de ve Nusaybin gibi başka yerlerde de devam eden bu gece yasaklarından özellikle “hanımefendiler” pek memnunmuş.
Hakikaten Vali Bey, çok ama çok memnunuz bu sokağa çıkma yasaklarından!
Sayenizde bombalar, tanklar, TOMAlar, kurşun sesleri arasında kocalarımızı eve bağladık. Zaten internet de yok artık, hep beraber mısır patlatıyoruz, “O Ses Türkiye”yi izliyoruz, memleketimizde moda olduğu gibi “her şey dahil” eğleniyoruz!
Sadece şöyle bir sorun var Vali Bey!
Batıdan; İstanbul’dan, İzmir’den birçok kadın arkadaşım bize geçtiğiniz bu iltimastan pek bir rahatsızlar. Onlar da kocalarını eve bağlamak, ailece daha çok vakit geçirmek için yardımınızı istemekteler. Bir el atıverseniz de, oralarda da hiç değilse birkaç aylık bir sokağa çıkma yasağı ilan etseniz. Daha ne isteriz bir Validen!
Sayenizde tekrar mutluyuz! Sağ olun, var olun!
Nurcan Baysal
*As published in T24 on 11.11.2016