Kategoriler
ahvalnews Yazılar

Diyarbakırlıların Selçuk Hoca’sı

Bu pazartesi de mahkemedeyiz. Bu sefer Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Başkanı Selçuk Mızraklı’nın karar duruşması var. Selçuk Bey önceki duruşmada SEGBİS olduğu müddetçe duruşmalara çıkmayacağını söylemişti. Nitekim öyle oluyor. Selçuk Mızraklı adına avukatları konuşuyor.

İddianamede DTK (Demokratik Toplum Kongresi) üyeliği ve DTK adına yapılan çalışmalar örgüt üyeliği ve örgüt faaliyetleri olarak yer aldığı için, Avukat Cihan Aydın DTK çalışmalarından örnekler vererek başlıyor savunmasına. Bu örneklerden de görüyoruz ki DTK çalışmalarına dönemin AKP’li birçok vekili, bakanı ve cumhurbaşkanı danışmanları da katılmış. Örneğin 6 Haziran 2014 tarihli DTK çalıştayına Efkan Ala, Mehdi Eker, Beşir Yılmaz, Yalçın Akdoğan, Ekrem Erden gibi birçok bakan ve AKP’li katılmış.12 Ocak 2012’de Cemil Çiçek imzası ile DTK yeni anayasa çalışmalarına davet edilmiş ve bunun gibi birçok örnek var. Ancak bu insanlar yargılanmaz iken Selçuk Mızraklı ise bu çalışmalara katılmaktan dolayı örgüt üyeliği ile yargılanıyor.

Bir diğer yargılama konusu ise bir gizlik tanık, gerçi artık gizliliği kalmamış, ismi herkesçe bilinen biri, ben de devlet gibi “sözde” lafını ilk kez kullanmak istiyorum: “Sözde” sağlık çalışanı. Bu sağlık çalışanı her ne hikmetse yıllarca dağda kaldıktan sonra, Nusaybin’de hendeklere katılmış, yakalanmış ve müebbet hapis ile yargılanırken, birdenbire çıkıvermiş hapisten.

Nusaybin davasından yargılanan diğer insanlar ise müebbet hapis aldılar. Bir müddet sonra bu kadının neden hapisten birdenbire çıktığı anlaşılıyor tabi, meğer 180 civarında Kürt siyasetçi, aktivist, avukat… kim varsa artık torbasında hepsi üzerine “örgüt üyesidirler” diye ifade vermiş. Ve bu “sözde” gizli tanık Selçuk Mızraklı’nın da örgüt üyelerini tedavi ettiğini söylemiş.

Bir diğer nokta, davanın kararında geçen Sarmaşık Yoksullukla Mücadele Derneği üzerinden Selçuk Mızraklı’nın terörün finansmanına yardım ettiği iddiası. Oysa Sarmaşık Yoksullukla Mücadele Derneğinin kurucuları arasında AKP’li birçok siyasetçi de var. Kentin yoksulluk sorununa çare bulmak için her kesimin katıldığı büyük bir toplumsal mutabakat ile kuruldu bu dernek ve yıllarca AKP hükümeti tarafından da yoksulluk çalışmalarımda örnek gösterildi, birçok farklı belediye tarafından örnek alındı. Yıllarca sıkı sıkıya denetlenen bu dernek, 2016’da KHK ile kapatıldıktan sonra şimdi “terörü finanse ettiği” iddia ediliyor. Nasıl terörü finanse ediyor Sarmaşık? Diyarbakır ilindeki en yoksul 4 bin 500 aileye her ay gıda yardımı yaparak mı?

Bu asılsız iddialar ile Selçuk Mızraklı dokuz yıl dört ay hapis cezasına çarptırıldı. Mızraklı’nın avukatlarından Emin Aktar’ın dediği gibi bu karar aslında Kürt toplumuna bir mesajdır. Kürtlere “kendi belediye başkanınızı seçemezsiniz” mesajıdır. Aktar savunmasında önemli bir noktaya daha dikkat çekiyor. Selçuk Mızraklı aleyhinde ifade veren gizli tanığın bile ifadesinde ondan bahsederken “Selçuk Hoca” diye bahsettiğini aktarıyor.  Ve itirafçının bile onu siyasetçiden çok bir hekim, bir hoca olarak gördüğünü anlatıyor.

Savunmanın sonunda Avukat Muhsin Bal ise mahkemeyi hukuka ve hakikate davet ediyor: “Mahkemeler hukuk, adalet ve hakikat zemininde yürümek zorundadır. Bu ülkenin yargı tarihi hakikatin gizlenmesi ve örtülmesinin ibretlik hikâyeleri ile doludur. Hakikatin yargı eliyle gizlenmesi ve üstünün örtülmesinin kefaretinin ne kadar ağır olduğunu hayat yeterince kanıtlamıştır. Hakikate meydan okunamaz, mutlaka ortaya çıkar ve hesabını sorar.”

Dün mahkeme salonunda hakikat bir kez daha çarpıtıldı. Selçuk Abi, Diyarbakırlıların Selçuk Hoca’sı, hastası olan herkesin bir telefonla ulaştığı Selçuk Hoca bilmiyorum Diyarbakırlıların bugün ne hissettiğini biliyor mu? Üzgünüz Selçuk Abi, çok üzgünüz. Ne yaparlarsa yapsınlar, senden “terörist” yaratamazlar. Bugün de yarın da bizlerin Selçuk Abi’si, Diyarbakırlıların Selçuk Hoca’sısın! Kalbimizde yerin büyük.

Mahkemeden çıkıyoruz, vekiller basın açıklaması yapmak istiyor. Yüzlerce polis, kalkanları ile vekilleri tamamen çembere alarak basın açıklaması bile yaptırmıyorlar. Hakikatten öylesine korkuyorlar.

Eve dönüyorum. Bir başka hakikat çarpıtmasına ilişkin bir haber daha geçiyor medyada. Osman Kavala’nın “siyasal ve askeri casusluk” soruşturması kapsamında yeniden tutuklandığı yazıyor. İçim daralıyor.

Koca bir ah demek istiyorum sadece. Ah Selçuk Abi, ah Osman, ah Gültan Abla, Selahattin Bey, Çağlar, Selma, Nurhayat… herkes herkes.  Sizler orada, bizler burada, bu ülkede yaşamak zül oldu artık.