Kategoriler
ahvalnews Yazılar

Bu ülkede yoksullarla dayanışmak suçtur!

Sarmaşık Yoksullukla Mücadele Derneği 2005 yılında kurulduğu günden beri yakından takip ettiğim, Bölgede yoksulluğu azaltma çalışmalarında birlikte çalıştığım bir dernekti.   

Dernek büyük bir toplumsal katılımla kurulmuştu. Kuruluşunda Diyarbakır’daki birçok kurum, kuruluş, sivil toplum örgütü ve aktivistler bir araya gelmişti.  Oldukça ilginç bir yapılanma ile kuruldu Sarmaşık Derneği.

Kurucularının bir kısmı daha sonradan AKP, HDP ve CHP’den milletvekili oldular. Yoksullara yardım değil, yoksullarla dayanışma şiarı benimsenmiş ve tüm mekanizma buna göre yapılandırılmıştı.

Sarmaşık’ın sloganı “el açtırmaylım, elele verelim” idi. Bu slogana uygun olarak kurdular yoksullukla mücadele mekanizmalarını. Önce açlık sınırının altındaki aileler belirlendi. Sonra bir Gıda Bankası kurdular.

Gıda Bankası ile bu ailelere her ay düzenli gıda desteği sağlanmaya başlandı.  İhtiyacı olan ailelerin, bir market gibi gelip alışveriş yapabildiği bir sistemdi bu. Nitekim Gıda Bankası Türkiye’nin birçok yerindeki farklı AKP, HDP, CHP belediyeleri tarafından örnek alındı ve aynı sistem Doğu’dan Batı’ya farklı şehirlerde de kuruldu.

Sarmaşık çalışanları, belediyelerden gelen talepler üzerine bu şehirlere gidip deneyim aktarımında bulunuyorlardı. Hatta birçok ilde kamu kurumları, valilikler, kaymakamlıklar benzer gıda bankaları kurdular. Tüm Türkiye’de yoksullukla mücadele çalışmalarına yeni bir soluk getirmişti Sarmaşık.

En son kapatılmadan önce 5 bin 400 aileye, yaklaşık 35 bin insana aylık gıda desteği veriyordu. Bir nevi devletin yapması gerekeni yapıyordu bu dernek.  

Sarmaşık’ın çok önemli bir özelliği de binlerce insandan gelen katkılarla finansını sağlamasıydı. Değil Bölgede bu Türkiye’de bu bir ilk ve tek örnekti.  Binlerce insanla gönül bağı kurabilmişlerdi. Son yıllarda sokakta çalışan çocuklar için bir Çocuk Destek Evi de açmışlardı.

 

 

Diyarbakır ve çevre illerde yoksullukla mücadele konusunda yapı taşlarından biri olan bu dernek, OHAL ilanından sonra Kasım 2016’da bir KHK ile kapatıldı. Kapatılmadan önce zaten derneğe baskılar başlamıştı. Son yıllarda birçok soruşturma, teftiş geçirmesine rağmen Sarmaşık tüm bu teftişlerden yüzünün akıyla çıkmıştı.

Kapatıldıktan sonraki gün, derneğin kurulduğundan bugüne genel sekreteri olan Şerif Camcı ile görüşmüş, kapatılan dernek binasına gitmiştik. Depoda henüz önceki hafta  zar zor bir araya getirilen 600.000 TL.lik gıda yardımı kalmıştı. İçimiz ona da çok yanıyordu.

Ancak dernek depolarının kapısı mühürlendiği için depolara girip yardım paketlerini alıp, ihtiyacı olan aileler ulaştıramamıştık. Mühürlemeye gelenlerden bu gıda paketlerini çıkarmak için birkaç gün müddet istenmişti ama izin verilmemişti.

Sarmaşık bir yardım derneğinden çok daha fazlasıydı. Sarmaşık ihtiyacı olan aileler ile dayanışmakla kalmadı, aynı zamanda Bölgede yoksulluğun nedenlerini tartışmaya açtı, bu konuda birçok araştırma yaptı ve yoksulluğu önleme stratejileri üzerine kafa yordu.

Sarmaşık Derneğinin genel sekreteri Şerif Camcı daha sonra HDP Diyarbakır İl Eş Başkanı oldu. Önceki ay Diyarbakır’da yapılan toplu gözaltılarda alındı ve daha sonra tutuklandı. İddianamesi geçen hafta tamamlandı ve hakkında 15 yıl hapis cezası istemiyle dava açıldı.

İddianamede Sarmaşık Yoksullukla Mücadele Derneğine üye olması da “örgüte üye olma” suçu olarak belirtilmiş. Belediyeden KHK ile ihraç edilen bir arkadaşım da geçenlerde ihraç gerekçesini yolladı bana. Onun da ihraç nedeni Sarmaşık Derneği üyeliği.

 

 

35 bin insan gece aç karnına uyumasın diye mücadele et ve bu mücadele “örgüt üyeliği” olarak değerlendirilsin! Peki ya Sarmaşık’ın AKP’li kurucuları nerede? HDP’li kurucuları, hatta sadece üyeleri, “örgüt üyeliği” suçu işlemiş oluyor da, derneğin AKP’li kurucuları neden bu suçu işlemiş olmuyorlar?

Yerlerde sürünen bu “hukuk” ya da hukuksuzluk karşısında insan artık ne diyeceğini gerçekten şaşırıyor.

Evet evet, Şerif Camcı suçludur. Devletin yapması gerekeni yıllarca o üstlenmiş, insanların aç yatmaması için mücadele etmiştir.