Birkaç gün önce 805 vatandaş olarak bir bildiriye imza attık. Bu topraklar üzerinde yaşayan ayrımsız herkesin ortak özlem ve taleplerini dile getirmeye çalışarak; aşımızın, işimizin, sağlığımızın güvence altında olduğu, adil, özgür, barışçı bir ortamda onurlu, huzurlu bir yaşam sürdürme isteğimizi yineledik. Taleplerimiz kısaca şunlardı:
- Ayrımcı salıverme düzenlemeleri yerine özellikle siyasîleri içerecek adil bir af çıkarılması,
- Anayasa ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarına rağmen tutsaklıkları sürdürülen muhalif aydınlar, siyasetçilerin özgürlüklerine kavuşturulması,
- HSK’nın yeniden yapılandırılması, yargının yürütmeden bağımsızlığının sağlanması,
- Keyfi ve mesnetsiz KHK’larla mağdur edilen binlerce kişinin gasp edilmiş haklarına kavuşturulması,
- Milyonlarca seçmenin iradesini hiçe sayan kayyım uygulamalarına son verilip seçilmişlerin görevlerine iade edilmesi,
- Kadınların kazanılmış haklarına yönelik saldırılar derhal durdurulması ve eşitlikçi yasaların uygulanması,
- Doğal kaynakların ve çevrenin rant uğruna talan edilmesinin önüne geçilmesi,
- Sağlık, barınma, eğitim haklarının devlet tarafından güvence altına alınması.
- Ayrımsız bütün etnik kimliklere, bütün din, mezhep ve inançlara /inançsızlara, dillere ve kültürlere her alanda eşit hak ve koruma sağlanması.
- Halkın istisnasız her kesiminin kendisini her şekilde eşit ve özgürce ifade edebilmesi, örgütlenebilmesi, yönetime katılabilmesi için demokratik katılım mekanizmalarının güvence altına alınması.
Metnimizin kamuoyunda yayınlanmasının ardından iktidarın ortağı olan MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli 805 yurttaşı hedef alan bir açıklama yaparak, bu 805 yurttaşa “aydın müsveddeleri, kiralık kalem, sözde gazeteci ve kimliksiz akademisyenlerden mürekkep 805 çürük şahıs”, imza attığımız metne de “zillet bildirisi” diyerek 805 yurttaşı hedef göstermiştir, 805 yurttaşı suçlu ilan etmiştir, bu ülkenin 805 yurttaşı için “İhanet masasının başında mama kuyruğuna girmişlerdir” diyebilmiştir.
Halkın ve meşru siyasetçilerin yerine suç örgütleri liderleriyle dayanışma içinde olan Bahçeli’ye ne buradan cevap verecek ne de onun seviyesine inecek değilim. Bu kadar kirli, kaba, nezaketten, adalet ve vicdan duygusundan yoksun bir insana, onunla aynı dilden cevap vermeyi zul sayarım.
Ancak, böylesine zehirli bir dile sahip, halkı sürekli olarak ayrıştıran, halkın bir kesimini hedef gösteren, suçlu ilan eden, şeytanlaştıran bir kişi yargının konusu olmalıdır. Bu ülkenin, bu vatandaşlarını düşüncelerinden ve demokratik taleplerinden dolayı hiç kimse bu kadar kolay hedef gösterememelidir. Bahçeli’nin bu ülkenin vatandaşlarını tehdit etmesi kabul edilmezdir. Bahçeli bu zehirli dil ve üslubu ile bu ülkenin Anlayasını çiğnemekte ve suç işlemektedir.
Bahçeli’nin aynı gün “HDP kapatılmalıdır” çıkışının hemen ardından bu sefer MHP Genel Başkan Yardımcısı Semih Yalçın “Terör örgütü HDP/PKK, kâmilen itlafı gereken bir siyasi haşere sürüsüdür” açıklamasını yaptı. HDP’ye oy vermiş 6 milyondan fazla insanı imha edilmesi gereken haşere sürüsüne benzetti. Bu ülkenin 6 milyondan fazla vatandaşını rahatlıkla imha edilebilir kıldı.
Bu şiddet çağrısı aklıma hemen Ruanda’yı getirdi. Ruanda soykırımında Tutsiler kastedilerek “hamamböceklerinin öldürülmesi” çağrısı yapılmıştı. Soykırımda önemli rolü bulunan RTLM radyosunda, 12 Nisan 1994’te sunucu Kantano Habimana’nın şu sözleri yankılanıyordu:
“Siz Rugunga yakınlarında yaşayan insanlar, dışarı çıkın! Bataklıkta hamam böceklerinin sazdan kulübelerini göreceksiniz. Bence silahı olanlar hemen bu hamam böceklerine gitmeli, onları kuşatmalı ve öldürmeli.”
Sonucu biliyoruz: Sadece 100 gün içerisinde Birleşmiş Milletler’e göre 800.000; Ruanda resmi makamlarına göre ise 1 milyondan fazla Tutsi ve muhalif Hutu katledildi.
Geldiğimiz nokta buna doğru gitmektedir ve bu çok ürkütücüdür. Bu ülkenin savcıları, mahkemeleri geç olmadan zehir saçan, bu ülkenin vatandaşlarını imha edilmesi gerekenler olarak hedef gösteren bu kişilere ilişkin harekete geçmelidir. Gidişat çok ama çok tehlikelidir. Toplu katliam hayal eden bir siyasi zihniyet maalesef ki bugün iktidar ortağı konumundadır.
Muhalefet, toplum, toplumun her kesimi, herkes ama herkes bu ülkenin vatandaşlarının bir bölümünü “imha edilmesi gereken böcekler” olarak hedef gösteren bu zihniyete karşı bir arada durmak ve BİR DAHA ASLA diyebilmelidir. Bir felakete doğru gidiyoruz.