Yüksek Seçim Kurulu geçen hafta 24 Haziran’daki cumhurbaşkanı ve milletvekili seçimi için Kürt illerindeki bazı sandıkların taşınarak birleştirilmesine karar verdi.
270 bin seçmenin kendi sandığında değil, başka sandıklarda oy kullanmasını gerektiren bu karar, HDP’nin itirazı üzerine taşınacak sandık sayısı azaltılarak önce 140 bin seçmene düşürüldü, daha sonra Valiliklerin başvurusu üzerine tekrar taşınacak sandık sayısı arttırılarak 170 bin seçmene çıktı.
Yani, 24 Haziran seçimlerinde oy kullanmak için 170 bin kişi başka sandıklara gitmek zorunda kalacaklar.
YSK verdiği kararda sandıkların “güvenli bölgelere” taşınacağını belirtiyor. Bir anlamda bu sandıkların bulunduğu yüzlerce köy ve ilçenin güvenli olmadığını belirtmiş oluyor. Sandık taşımaya gerekçe gösterilen bazı olaylar 1990’lı yıllara dayandırılmış durumda.
Cumhuriyet gazetesinin haberine göre YSK’ ya yapılan bir talepte, “Siirt’te bulunan Kocaçavuş köyünde 21 Mayıs 1995’de adam kaçırma, 10 Ağustos 1997’de silahlı çatışma, 22 Eylül 1997’de meydana gelen silahlı çatışmada 1 güvenlik görevlisinin şehit olduğu belirtilerek, sandık bölgesine ve yol güzergâhlarına bölücü terör örgütü mensuplarınca el yapımı patlayıcı döşenebileceği, saldırı ve sabotaj tartı eylemler yapılabileceği gerekçesi ile seçim güvenliğinin sağlanması açısından sandık birleştirmesinin yapılmasının uygun olacaktır” denilmiş.
1990’larda yaşanan olaylara dayandırılan tek değiştirme talebi bu köy değil elbette.
Peki, bu taşınan sandıklar hangi köy ve ilçelerin sandıkları ve nerelere taşınıyor, daha yakından bakalım:
ANF’nin haberine göre, Mardin’de 6 bin 706 seçmenin oy kullanacağı 143 sandık başka yerlere taşınıyor. Bu taşınan sandıklardan, HDP, 7 Haziran seçimlerinde %73 oy almış.
Birkaç gün önce Van HDP İl Eş Başkanı Yadişen Karabulak, sandık birleştirme ve taşıma kararıyla sadece Van’da 224 sandığın yerinin değiştirileceğini ve bundan 50 bin seçmenin etkileneceğini kamuoyuna açıkladı. Bazı sandıklar çok uzağa taşınmış durumda.
Örneğin Gürpınar ilçesindeki 27 sandık 40 kilometre öteye taşınmış durumda. HDP son seçimlerde bu sandıklarda %85 oy almış.
Nitekim Diyarbakır’da da sandıkların yoğun olarak taşındığı Hani, Kulp, Lice gibi ilçelerde HDP’nin oy oranı %90’ların üzerinde.
Yine birçok yerde sandıkların korucu köylerine ya da AKP’ye yüksek oy çıkan köylere taşındığı görülüyor.
Örneğin 252 seçmeni bulunan, HDP’nin %94 oranında oy aldığı Muş’a bağlı Suluca köyündeki seçmenler, AKP’nin %75 oranında oy aldığı Muş’a bağlı Arpayazı köyüne taşınmış.
Yine HDP Van milletvekili Bedia Özgökçe Ertan ANF’ye yaptığı açıklamada Van’da taşınan sandıkların, uzaktaki korucu köylerine taşındığını belirtmiş.
Bingöl’ün kuzeyinde yer alan Alevi köylerinin seçmenleri de korucuların bulunduğu, kalekolların kurulduğu yerlere taşınmış durumda. Hakkari’de de durum aynı. Tüm bu örnekleri arttırmak mümkün.
Özetle, HDP’nin birinci veya ikinci olduğu 19 ilde sandıkların yeri değiştirilmiş durumda.
Bu oldukça ciddi bir konu ve her bir oyun barajı aşmak için bu kadar önemli olduğu bir seçimde bu konunun üzerine ciddi bir şekilde eğilmek gerekiyor.
Var olan sandıklardaki seçim güvenliği de oldukça sıkıntılı zaten. Bölgede 1990’lardan beri özellikle kırsal alanlarda güvenlik kuvvetleri ve korucuların sandık başında durarak oy kullananlara baskı yaptığını biliyoruz.
Uzun yıllar kırsal alanlarda çalışmış biri olarak, onlarca kez güvenlik kuvvetlerinin “bu köyden şu oy çıkacak” diye köylülere baskı yaptığına şahitlik etmiş biriyim.
Bu baskılar, sandık taşıma ile birleşince Bölgenin kırsal alanları ve köylerinde seçim güvenliği ciddi tehlikeye girmiş durumda. Görünen o ki, Bölgede kırsal anlarda sandık başında silahlar olacak!
Tabi ki Bölgede seçimlere yönelik baskılar sandıklarla sınırlı değil. Polisler neredeyse her gün HDP seçim bürolarına uğrayıp, GBT soruyorlar. 4 gün önce Diyarbakır’da 6 seçim büro sorumlusu gözaltına alındı.
Seçim bürolarına asılan bayrakların uzunluğuna bile müdahale oluyor.
Hem seçmenlere hem seçim bürosu çalışanlarına baskılar var. Görüştüğüm bir HDP seçim bürosu çalışanı, “ev ziyaretlerine gidiyoruz, akrepler de bizi takip ediyor” diyerek durumu anlatıyor.
Sandık taşımaya karşı HDP birtakım tedbirler alacağını duyurdu. Diyarbakır’a gelen HDP Eş Genel Başkanı Sezai Temelli, hem sandık taşıma hem de oy çalmaya karşı 250 bin kişiyi görevlendirdiklerini açıkladı.
Yine Diyarbakır’da görüştüğüm HDP’li kaynaklar sandıkları taşınan köyler için araç ayarladıklarını ve herkesi taşımaya çalışacaklarını belirttiler. Ancak kaba bir hesapla, 170 bin seçmeni taşımak için 3000 üzerinde otobüs gerekiyor.
Bu HDP’nin tek başına kendi imkânları ile kaldırabileceği bir yük değil. CHP ve diğer partilerin de destek vermesi gerekiyor.
Yine Diyarbakır’da Baro, İHD gibi kuruluşlar bir araya gelerek kendi ekiplerini ve tüm avukatları seçim güvenliği için seferber etmeye çalışıyorlar. Bir yandan da müşahit eğitimleri veriliyor.
Ancak karşıdaki hırsızın güçlü olduğunu unutmamak lazım. Trafolar, silahlı güçler, akrepler ellerinde.
Bu nedenle her bir bireye iş düşüyor. Sandıkları taşınan seçmenleri, sandık yerine ulaştırmak herkesin boynunun borcu olmalı.
Bir diğer iş de muhalefete düşüyor. HDP’nin oylarının çalınmaması ve barajı geçmesi, bu ülkenin geleceğini belirleyecek.
Bölgede seçim güvenliği için HDP ile el ele çalışmalılar.
Buradan bir çağrı da seçime gözlemci gönderecek AB ülkeleri ve kurumlarına yapayım.
Bu seçimler Türkiye’nin kaderini belirleyecek. Seçim güvenliği için gözlemci sayınızı arttırın ve gözlemcilerinizi mümkün olduğunca Kürt illerine ve kırsal alanlara, köylere yönlendirmeye çalışın.
Çünkü sandık güvenliği sorunu bölgede had safhada.