Yeni çözüm: Kürdün her şeyini yak!
Geçen yıl temmuz ortalarında Cudi Dağı’nda askerlerin yaptığı top atışları sonucu büyük bir yangın çıkmıştı. O zaman bu yangına çevrecilerin tepkisizliğini “Endişeye gerek yok, yangın Cudi’de” yazımla dile getirmiştim. O yangının yeni korkunç bir savaşın başlangıcı olduğunu, henüz daha insanların canlı canlı bodrumlarda yakılabileceğini ve bunlara bile sesiz kalınabileceğini bilmiyordum.
Aradan 1 yıl geçti. Neler görmedik ki bu bir yılda. Şehirlerimiz yerle bir edildi, gencecik insanlar bodrumlarda yakılarak katledildi, cenazeler parçalandı, aylarca yerlerde bekletildi…
Ama demek ki bunlar yetmemiş. Şimdi yine Kürdün dağı taşı bombalanıyor, ormanları yakılıyor. Ve büyük sessizlik halen devam ediyor.
Lice 1 haftadır yanıyor. Lice’ye yapılan bombardıman sonucu çıkan yangınla Lice’nin ormanları, kuşları, kuzuları yok oluyor. Yandaş medya bunu “kenevir operasyonu” olarak veriyor. Hiç kimse de sormuyor; “kenevir tarlaları” neden havadan bombardıman ile yakılıyor, neden “kenevir tarlalarını” sökmek yerine dağı taşı bombalamak tercih ediliyor?
Yanan sadece Lice değil. 1 haftadır bombalamalar sonucu yanan Cudi’de yangın giderek şiddetleniyor. Silvan da yanıyor. Yereldeki gazeteciler Silvan’da dağlık alanın bombalanmasıyla çıkan yangının ekili alanlara ulaştığını ve söndürmeye giden köylülere ateş açıldığını bildiriyorlar. Bu yazıyı yazarken ANF’den Siirt’te de bombardıman sonucu ormanlık alanlarda yangın çıktığını öğreniyorum. Silvan’da, Cudi’de, Siirt’te de kenevir tarlaları mı var?
Nitekim Facebook’ta bir asker yandaş medya gibi “kenevir, menevir”e sığınma gereği duymadan, yanan bir ormanı eliyle işaret ettiği resminin yanında, açık açık yazıyor: “Dağları yaktık gerekirse her yeri yakarız değil 24 saat gerekirse 1 hafta uyumayız, hadi yine bekliyoruz” diye.
Sadede gelirsek kardeşim; Kürdün ormanı, ağacı, kuşu, kaplumbağası, kurdu, kuzusu yanıyor, ve biz artık biliyoruz ki senin umrunda değil! Sen sana “dev operasyon” olarak sunulan bu yangından belli ki hoşnutsun. Hoşnut değilsen bile “Kürdün doğası, hayvanı için ses çıkarmasam da olur” diye düşünüyorsun. Antalya’daki yangına ciğerin yanarken, Cudi’deki, Lice’deki, Siirt’teki, Silvan’daki yangın senin ciğerine teğet bile geçmiyor.
Sadece bilesin isterim; “bölücülük” tam da budur işte! Bir yerdeki yangına ciğerin yanarken, diğer yerdeki yangına bahaneler üretmeye çalışmak!
Bitirmeden “yüce” devletimize de bir çift lafım olacak: Belli ki Kürt sorununun bitmesi için müthiş bir çözüm bulmuş devletimiz! Dağları, taşları, ormanları, hayvanları, şehirleri, Kürdün her şeyini yakmak!
Ama benden söylemesi, bu ateş artık öyle büyüdü ki, bu yangından kurtulan olmayacak! Yanan sadece Lice, Cudi, Siirt, Silvan, Gabar… sanıyorsanız, çok yanılıyorsunuz! Yanan halkları bir arada bunca yıldır tutan değerler, yanan bu ülkenin vicdanı, hakkı, hukuğu, yanan geleceğimiz, yanan hepimiziz!
Nurcan Baysal
*As published in T24 on 27.06.2016