Kobanê selamınızı almıyor Sayın Başbakan!
Sayın Başbakan!
Kobanê’ye selam yolladınız memleketim Amed’den. Doğrusu biz Kürtler anlamadık selamınız kime.
Bir kısmımız Kobanê’ye yolladığınız selamın, orada IŞİD’e karşı savaşan YPG’li kardeşlerimize yollamış olabileceğinizi düşünüyoruz. Bir kısmımız da haliyle o selamı bizim yiğitlere değil, IŞİD barbarlarına yolladığınızda ısrarcı.
Eğer selamınız Kobanê’de IŞİD’e karşı vatanını, toprağını, namusunu korumak için savaşan Kürtlere ise, bilesiniz çok geç kaldınız Sayın Başbakan!
Siz topraklarınızdan yardım geçişine izin vermediğiniz için kaç evladımız öldü farkında mısınız?
Askerleriniz Kobanê sınırında kaç kişiyi vurdu, yoksa haberdar değil misiniz?
Kürtler nehirleri aşarak, sınır tellerini keserek, buldukları her türlü yolla sınırı ezip geçerek Kobanê’ye kardeşlerine desteğe gittiler.
Bu desteği Türkiye veremez miydi, Sayın Başbakan?
Arin Mirkan, Nejat Ağırnaslı, Kader Ortakaya, Diyar Bagok… ve daha binlerce genç isim. Bu isimler size bir şey hatırlatıyor mu Sayın Başbakan?
Hatırlatmıyorsa söyleyeyim: Kobanê’de IŞİD’e karşı savaşırken ölen, Kobanê’ye destek verdiği için askerlerinizce sınırda öldürülen gençlerden sadece birkaçının ismi.
Bu gençlerin ölmeleri de soğutmadı taşlaşan kalplerinizi. Kobanê’de ölen evlatlarımızın taziye çadırlarını, cenazelerini bastı güvenlik güçleriniz.
Kaç evladımız öldü? Her gün kaç cenaze geldi memleketime biliyor musunuz?
Sayamayacağımız kadar çok. Öylesine, öylesine çok ki…
Bizim baharda açan çiçekler, gökte uçan kuşlar kadar şehidimiz var Sayın Başbakan!
Sadece bir iki kilometre ötenizde Kobanê. Koca Türk devletinin gözleri önünde yaşandı her şey. Destek verdiğiniz, hastanelerinizde tedavi ettirdiğiniz IŞİD canileri, yüzbinlerce insanı vatanından, evinden, sevdiğinden etti. Binlercesini katletti.
Çocuklarımız, yanı başlarındaki Türkiye destek vermediği için silahsız kaldı, aç kaldı, açıkta kaldı. Bir dürbünle görebileceğiniz kadar yakında yaşandı her şey. Kobanê’nin dumanları Suruç’ta kalpleri hoplattı. Kobanê top patladığında, biz sessizliğe büründük.
Kobanê’ye bu kadar yakın ve bu kadar uzak Türkiye.
Cumhurbaşkanınız ne dedi, hatırlıyor musunuz?
Hatırlamıyorsanız hatırlatayım Sayın Başbakan:
Cumhurbaşkanınız 7 Ekim 2014 tarihinde, yüzünde bir tebessümle “Kobane düştü düşecek” dedi. Kürdistan’da bütün evlerin içine ateşi düşürdü. Sonra daha da ileri gitti. Vatanını, toprağını, namusunu savunan evlatlarımızla IŞİD canilerini bir tuttu, “ikisi de terör örgütüdür”, dedi.
Ben bu yazıyı yazdığım sırada geldi Kobanê’nin IŞİD’ten temizlendiği haberi.
Yazıyı değiştireyim dedim, vazgeçtim Sayın Başbakan!
Destek vermediğiniz gencecik çocuklar canları pahasına Kobanê’yi kurtardılar.
Kobanê’nin yiğit savaşçıları! Kürdistan’ın yiğit çocukları! Zalimlere karşı tarih yazdılar!
Tarih onları unutmayacak! Ama onlarla birlikte zalimlere destek verenleri de unutmayacak Sayın Başbakan!
Bu cesur yürekli, yiğit kadınların ve erkeklerin, ne tankları, ne ağır silahları vardı. Ama cesaret, inanç ve kocaman bir yürekleri vardı.
Kobanê bu irade sayesinde düşmedi…
Kiminin ayağı, kiminin eli yoktu, ama zafer inançları vardı.
Kobanê destanını yazan yiğit çocukların önünde hepimiz saygıyla eğiliyoruz Sayın Başbakan!
Ama siz sakın selam yollamayın, çok geç kaldınız!
Kobanê selamınızı almıyor Sayın Başbakan!
Biji Berxwedana Kobanê!
Nurcan Baysal
*As published in T24 on 27.01.2015