Kayıp çocuklar ülkesi Türkiye
Her gün sosyal medyadan kayıp haberleri geliyor. Resmi kurumlardan destek göremeyen, seslerini duyuramayan kayıp yakınları sosyal medya aracılığı ile seslerini duyurmaya çalışıyorlar.
Cuma günü boyunca sosyal medyadan kayıp Feride Berşe’nin sesini duyurmaya çalışıyoruz, Cumartesi sabah Feride’nin sağ salim bulunduğu bilgisi ile topluca rahatlıyoruz.
Er Osman Karadeniz nerede?
Hemen ertesi gün başka bir kayıp vakası sosyal medyanın gündemine düşüyor. İzmir’de askerliğini yapan er Osman Karadeniz 12 Haziran gününden beri kayıp. Yetkili yerlere başvuran aileye “Oğlunuzu dağda arayın” cevabı verilmiş. Devlet zorla askere aldığı genci kaybediyor ve utanmazca aileye bu cevabı verebiliyor. Bugün konuştuğum Osman Karadeniz’in abisi Kadri Karadeniz en son savcıyla kardeşinin telefon sinyallerinin takip edilmesi için görüştüklerini, savcılığın “asker telefon taşımaz” cevabı verdiğini söylüyor. “Oysa” diyor, “kardeşim telefon kullanıyordu, askerdeyken de kullanıyordu”. Kayıp Osman Karadeniz’in babası ve bir abisi İzmir’de çocuklarını ararken, anne ise Diyarbakır’da gelecek iyi bir haber bekliyor. Ancak umutlu değiller. Abi Kadri Bey, ailenin politik kimliğinden dolayı kardeşinin başına kötü bir şeyler getirildiğini düşünüyor, “hiç olmazsa ne olduğunu bilelim” diyor. Anne ise “Oğlum olmadan bayram kutlamak istemiyorum bana oğlumu getirin” diyerek gözyaşı döküyor. 11 gün 11 gecedir bir annenin kuzusu, ona teslim edilen, emanet edilen Türk Silahlı Kuvvetleri’nde kaybedilmiş ve aileye verilen anlamlı tek bir cevap yok!
Buket Can nerede?
Balıkesir’in Ortamandıra Köyü’nde yaşayan 16 yaşındaki Buket Can ise, 12 Haziran’da öğrencisi olduğu Balıkesir Hacı İlbey Anadolu Lisesi’ne gitmek için evden çıkıyor. Arkadaşlarıyla alışveriş yapmak için okul binasının dışına çıkan Buket, çevredekilerin gözü önünde bir araca bindirilerek kaçırılıyor. Olayla ilgili suç duyurusunda bulunmak üzere savcılığa giden babası Şener Can muhatap bulamadığını belirtirken, polisin aileye“kocaya kaçmıştır” cevabı verdiği söyleniyor.
Bir aile, Balıkesir’in bir köyünde, çaresizce, 10 gündür, kınalı kuzularının evine dönmesini bekliyor!
Küçük Ecrin Nerede?
Osman Karadeniz’in abisiyle telefonda konuştuktan hemen sonra, bir e-mail alıyorum. Çocuk Bedenime Dokunma İnsiyatifi’nden gelen e-mail’de 13 Haziran’dan beri kayıp olan 5 yaşındaki Ecrin Tunç’a ilişkin bir basın açıklaması var.
Mardin Midyat’ta yaşayan Tunç ailesinin 5 yaşındaki kızları Ecrin, 9 gün önce, ilçeye bağlı Harmanlı köyünde bulunan akrabalarına yaptıkları ziyaret sırasında kaybolmuş. Bakkala gitmek üzere evden ayrılan Ecrin’e ilişkin arama çalışmalarını Jandarma 3 gün önce durdurmuş. Aile kendi çabaları ile küçük Ecrin’i aramaya devam ediyor. Küçücük bir ilçede 5 yaşındaki bir çocuk 9 gündür kayıp!
Çocuk Bedenime Dokunma İnsiyatifi’nin verdiği bilgilere göre binlerce çocuk kayıp. Kayıp çocuk rakamları kurumlara göre değişkenlik gösteriyor. Yakınlarını Kaybetmiş Aileler Derneği’nin paylaştığı verilere göre 30 bin, İç İşleri Bakanlığı’na göre 15 bin 900, Türkiye İstatistik Enstitüsü Kurumu verilerine göre 27 binden fazla çocuk kayıp. Kaybolan çocukların 16 bin 289’u ise kız çocuğu.
Türkiye’de her gün çocuklar kayboluyor, satılıyor, katlediliyor, tecavüz ediliyor, kaçırılıyor ve işin en kötü taraflarından biri de bu kayıp çocukları sadece aileleri arıyor!
Devletin başı 3 yetmez 5 çocuk doğurun deyip duruyor, sonra da bu çocukları ya devlet kendi “kaybediyor” ya da işlevsiz adaleti ile kaybın önünü açıyor.
Kayıp acısını binlerce evladı devlet tarafından “kaybedilmiş” bir halkın ferdi olarak yakından tanıyorum. İçinizde bir delik açılıyor. Öldü mü, yaşıyor mu, yaşıyorsa sana ihtiyacı var mı, bu sorular yıllarca aklınızı kurcalıyor. Öyle ki bir müddet sonra “keşke öldüğünü bilseydim”i bile düşünmeye başlıyorsunuz. Bilinmeyen akıbet her ne kadar bir yandan “umut”u yaşatsa da, bir yandan da kayıp kişinin başına neler geldiğine ve gelebileceğine dair korkuyu da besliyor. Ulaşılamayan beden yasınızı sürekli taze tutuyor. Her dakika düşünüyorsunuz, oğlum şimdi ne yiyor, yavrum bu gece nerede uyuyor, aç mı, üşüyor mu… Sorular ve sorgulamalar hiç bitmiyor. Ne gömebileceğiniz bir beden, ne de ziyaret edebileceğiniz bir kabir vardır! Kayıp sevdiğinizden koca bir boşluktur kalan!
Tam yazıyı bitirirken, sosyal medyadan yeni bir kayıp bilgisi ulaşıyor. Erzincan’da Üniversite’de okuyan Hasan Yaşa’dan 3 gündür haber alınamadığını öğreniyorum.
Her gün yeni bir çocuk kayboluyor, devlet ise tüm kurumlarıyla uyuyor! Bu devlete tekrar tekrar hatırlatmakta fayda var. Fıtrata ters olan kadın-erkek eşitliği değil, bir ülkede her yıl binlerce çocuğun kaybolmasıdır!
Nurcan Baysal
*As published in T24 on 23.06.2015