İyi değilim, iyi olmayacağım, iyi olmayın lütfen!
Kobanê’deki çocuklara oyuncak dağıtmak ve bölgede kütüphane kurmak için yola çıkmak amacıyla Suruç’ta toplanan Sosyalist Gençlik Dernekleri Federasyonu üyesi gençlere yönelik bombalı saldırıda 31 insan katledildi.
Bu korkunç katliam sonrası iktidar ve yandaşlarından gelen tepkiler ise insanın canını bir o kadar acıtıyor. Ana akım medya katliamı “güvenlik” uzmanları, “stratejist” akademisyen (ne demekse), analistlerle açıklarken, Başbakan Davutoğlu da sanki bu ülkenin Başbakanı o değilmiş, hükümet onlar değilmiş gibi uzaklara bir yere kendince konuşuyordu. İŞİD’i besleyip büyüten bu iktidar değilmiş gibi, sanki İŞİD üyeleri bu ülkenin hastanelerinde tedavi edilmiyormuş gibi, İŞİD’e vatandaşları ellerini kollarını sallayarak katılmıyormuş gibi, İŞİD’e katılım sanki cezalandırılıyormuş gibi, sınırlar İŞİD’e kullandırılmıyormuş gibi konuşuyordu. Başbakan bütün dünyayı herhalde aptal sanıyor!
31 ana kuzusu ölmüş, ülkenin Başbakanı düzgün bir başsağlığı dileyip, ciddi bir kınama mesajı verip, sorumluları cezalandırıp görevden alacağına, “terör nerden gelirse gelsin” gibi 30 yıldır bilinen ezberleri tekrarlıyor. Eski Türkiye’den de eski bu ağız! Başbakan eğer hala terörün nerden geldiğine anlamamışsa, ona yol gösterelim! Sadece bir yılda İŞİD katliamları sonucu ölen yüzlerce gencin resimlerine, yaşlarına, gülüşlerine bir baksın! Belki o zaman bulur terörün geldiği yeri…
Yandaş medya ise katliamdan sonra bile utanmaz manşetlere devam ediyor. Belli ki alçaklık fıtratlarında var! Bu katliamlarda sorumlulukları olduklarını ve bir gün muhakkak hesap vereceklerini aslında biliyorlar. Kendilerince mümkün olduğunca o günü uzağa atmaya çalışıyorlar! Ama o gün uzak değil!
“Saldırı Türkiye’ye” … gibi lafları ise artık kimse yemiyor. Nerede halkların kardeşliği için bir umut varsa, saldırılar nedense hep oralara…
Sessizliğin konforuna sığınanlar!
Bizler bu katliamların sorumlularını biliyoruz!
Adana, Mersin, Diyarbakır’da bombalı saldırılarda bulunanları koruyanlar, sizler sorumlusunuz!
Diyarbakır bombalamasında olduğu gibi, katliam alanına ambulans ve yardım yerine gaz atanlar ve attıranlar, sizler sorumlusunuz!
“Urfa’da İŞİD var mı?” diye soran gazetecileri içeri atanlar, sizler sorumlusunuz!
İŞİD’e hastanesiyle, ilacıyla, silahıyla, sınırıyla bu ülkeyi kullandıranlar, sizler sorumlusunuz!
Ve bugün sessizliğin konforuna sığınanlar! Sizler de sorumlusunuz!
31 fidanımız öldü, birçoğu da yaralı ve siz hala sessiz kalmayı tercih ediyorsanız, tarafınızı netleştirmişsiniz demektir!
Bombalı saldırıdan yaralı olarak kurtulan Loren Elva, “Kobanê’ye yıkılan umutları yeşertmeye gidecektik, ne istediniz bizden?” diye soruyor ve bizlere “İyi değilim, iyi olmayacağım, iyi olmayın”mesajı veriyor.
Ölen gençlerin gülerken son resimlerine bakıyorum, içim sızlıyor. Birçok insan gibi başka bir hayatı seçebilirlerdi. Ama onlar vicdanlı, cesur olmayı, kardeşlerinin yanında olmayı seçtiler. Katledildiler!
İyi değilim, iyi olmayacağım, iyi olmayalım lütfen!
Nurcan Baysal
*As published in T24 on 20.07.2015