Geçen ay Gazete Sûjin’den Şilan Özhan ve Şehriban Aslan uzun bir araştırma sonucu Batman’da onlarca çocuğun istismar edildiğini ortaya çıkardılar. Haberden Batman’da 14 yaşındaki bir çocuğun cinsel istismara uğradığını, daha sonra aylarca fuhuşa zorlandığını, mahkemenin davayla ilgili gizlilik kararı aldığını, olaya ilişkin sadece 3 kişiyi tutukladığını, ve olaya karışan onlarca insanın kefaletle serbest bırakıldığını öğreniyoruz. İddialar vahim. Onlarca çocuğu fuhuşa zorlayan bir çetenin olduğu, yüzlerce erkeğin fail olduğu ve birçok kişinin bu cinsel istismarları bilmesine rağmen sustuğu da söyleniyor.
Gazete Sûjîn’de, bu erkeklerin bir kısmının ‘kentin tanınmış isimleri olduğu için’ kefaletle serbest bırakıldığını, kefaletle serbest bırakıldığı iddia edilenlerin ekonomik olarak güçlü ya da AKP’yle ilişkili insanlardan oluştuğu öne sürülüyor. Burada mesele cinsel istismarı yapan kişilerin ekonomik durumu, “tanınmışlığı”, ya da herhangi bir siyasi parti ile ilişkileri değil elbet. Çünkü cinsel istismar ekonomik statü, parti, eğitimli, eğitimsiz, makam, mevki tanımıyor. Toplumun her kesiminde, her meslek grubunda cinsel istismara rastlanıyor. Burada önemli olan böyle bir olayla karşılaşıldığında ilgili kurumların, meslek örgütlerinin nasıl tavır aldığıdır.
Ve yine cinsel istismar ya da çocuk istismarı sadece Batman’da değil, Türkiye’nin birçok ilinde oluyor. Henüz birkaç hafta önce bu sefer Kınalıada’da bir cinsel istismar olayı gündeme geldi. Kınalıada’da 3 ortaokul öğrencisine aylardır cinsel istismarda bulunulduğu ortaya çıktı. Yine sık sık kendi çocuğuna cinsel istismarda bulunan baba haberleri gündeme geliyor. Velhasıl cinsel istismar ırk, cinsiyet, yaş grubu, sosyal statü, baba olma… hiç bir sınır tanımıyor. O nedenle burada sormamız gereken asıl soru, kadınlar ve çocuklara yönelik cinsel istismar ve tecavüzün bu ülkede neden bu kadar yoğun olduğu.
Soru önergesi
Geçen ay Batman’daki istismar olayı üzerine HDP Batman milletvekili Mehmet Ali Aslan meclise bir soru önergesi verdi. Bu önergedeki soruları çok önemsediğim için bir kısmını buraya aynen koymak istiyorum:
-Hükümetinizin çocuk ve gençlere yönelik cinsel istismar ve taciz olaylarını önlemek amacıyla yürüttüğü çalışmalar nelerdir?
-Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’na bağlı il müdürlükleri özellikle çocuklar başta olmak üzere dezavantajlı tüm gruplara yönelik risk haritaları oluşturulmakta mıdır? Oluşturuluyorsa bu haritanın son hali nedir?
-Cinsel istismara uğrayan çocukların yaşadığı travmatik deneyimleri en az zararla atlatmalarına yönelik olarak hükümetinizin yaptığı/yapacağı çalışmalar nelerdir? Bu konuda çocuğa, aileye verilen psikolojik ve sosyal destek ve çalışmalar nelerdir?
-Çocukların cinsel sömürü, istismar vb. olaylara maruz kalmaması için ilgili bakanlıkların yürüttüğü çalışmalar nelerdir?
-Batman’da cinsel istismarı işleyen şahıs ya da şahıslar neden gizlenmektedir?
-Batman’da çocuklara cinsel istismarda bulunanların makam ve mevkilerinden dolayı korunduğuna dair kaygı verici haberler medyada yer almaktadır. Bunun doğruluk derecesi nedir?
Taciz ve tecavüz vakaları neden artıyor?
Gün geçmiyor ki çocuklara kadınlara yönelik bir cinsel istismar olayı duymayalım. Bu vakalardaki artışın en önemli nedenlerinden biri elbette bu iğrenç suçu işleyenlere uygulanan cezasızlık politikası. Geçen ay Ayşe Arman teyze oğlunun cinsel istismarına uğrayan 5.5 yaşındaki kız çocuğunun hikâyesini yazmıştı. İstismarcı teyze oğlu 10 ay sonra beraat ediyor.
Tüm bu vakaları incelediğimizde cinsel istismara uğrayan çocukların korkudan uzun süre ses çıkaramadıklarını görüyoruz. Bu çocuklar cinsel istismara uğruyorlar, üzerine korkutuluyor ve tehdit ediliyorlar. Bu nedenle bu istismar uzunca süre devam ediyor.
Hükümet ise cinsel istismarda bulunan pislikleri hizaya sokacağına, kadınları tecrit edip, hizaya sokmakla meşgul. Pembe otobüs uygulaması da bunlardan biri. Tacizci erkeği zapturapt altına alacağına, kadını zapturapt altına almaya çalışıyor. Tacizi, tecavüzü yapanı cezalandıracağına kadının hayatını değiştirmekle uğraşıyor. Hatta ceza indirimleri ve yürüttüğü farklı politikalarla tacizi teşvik ediyor. Sığınma evlerini kapatıyor, kadın merkezlerini kapatıyor, kadın otobüs şoförlerini “kadın otobüs şoförü mü olurmuş” diyerek görevden alıyor, ders kitaplarında çocuk evliliklerine yer veriyor… Tüm bunların sonucu olarak çocuklara ve kadınlara tecavüz sıradanlaşıyor. Tacizci, tecavüzcü bu suçu işliyor, çünkü bunun yanına kar kalacağını düşünüyor.
İnsanlar sık sık soruyorlar, taciz ve tecavüz vakaları neden artıyor diye. Bu sorunun cevabı cezasızlık politikaları ve teşvik politikaları arasında bir yerde yatıyor.
Bu politikaların bir sonucu olarak bizler, çocuklarımızı ve bizleri sadece birer cinsel obje olarak gören pislik sürüleri ile yaşamak zorunda kalıyoruz.
Tam yazıyı bitirirken sosyal medyada yeni bir haber okuyorum. 12 yaşındaki çocuğu hamile bırakan adama “iyi hal”den ceza indirimi verildiği yazıyor.
Hakikaten lanet olsun!
Merak ediyorum, acaba hükümet taciz ve tecavüzün normal yaşamın bir parçası olduğunu mu düşünüyor?
Nurcan Baysal
*As published in T24 on 13.06.2017