60. HÜKÜMETİN AÇIKLADIĞI “GAP EYLEM PLANI 2008-2012”’NIN DEĞERLENDİRMESİ
Nurcan BAYSAL
22 Temmuz 2008, Diyarbakır
GÜNEYDOĞU ANADOLU PROJESİNİN GENEL DURUMU
1980 yılında başlanan Güneydoğu Anadolu Projesi, başlangıçta Bölge’nin su ve toprak kaynaklarının geliştirilmesine dayanan bir program olarak ele alınmış; proje kapsamında Fırat ve Dicle nehirleri üzerinde 22 baraj, 19 hidroelektrik santralı ile 1,8 milyon hektar alanda sulama şebekesi yapımı öngörülmüştür. 1989 yılında hazırlanan Mastır Plan ve 2002 yılında yapılan revizyon ile tarım, sanayi, ulaştırma, eğitim, sağlık, kırsal ve kentsel altyapı yatırımlarını da içine alan GAP’ın, 2010 yılında bitirilmesi hedeflenmektedir.
GAP, 9 ilin (Adıyaman, Batman, Diyarbakır, Gaziantep, Kilis, Mardin, Siirt, Şanlıurfa ve Şırnak) yer aldığı Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde uygulanmaktadır. GAP kapsamındaki illerin arazi ve nüfus büyüklüğü, Türkiye’nin ortalama yüzde 10’u civarındadır.
GAP kapsamındaki sulama yatırımları ele alındığında önceliğin su depolama yapılarına (barajlara) verildiği görülmektedir. Bu kapsamda 15 baraj tamamlanmış; 1 milyon ha. alanı sulayacak su depolama kapasitesi oluşturulmuştur. GAP Bölgesi’nde 2008 yılı itibarıyla Fırat ve Dicle Havzası’nda toplam 272 bin 972 ha . alan sulamaya açılmıştır. Diğer bir ifadeyle sulama yatırımlarının ancak yüzde 15’i gerçekleştirilmiştir. Oysa enerji yatırımlarında %75 gerçekleşme sağlanmıştır.
GAP EYLEM PLANI
27 Mayıs 2008 tarihinde Başbakan Erdoğan tarafından açıklanan Planın temel hedefi Bölgeye refah, huzur ve mutluluk getirmekolarak belirtilmiştir.
GAP Eylem Planı kapsamında 4 stratejik gelişme ekseni tespit edilmiştir. Bunlar;
- Ekonomik Kalkınmanın Gerçekleştirilmesi
- Sosyal Gelişmenin Sağlanması
- Altyapının Geliştirilmesi
- Kurumsal Kapasitenin Geliştirilmesi’dir.
A- EKONOMİK KALKINMANIN GERÇEKLEŞMESİ
Eylem Planı kapsamında belirlenen gelişme eksenlerinin birincisi; bölgede üretim yapısının
çeşitlendirilmesi, güçlendirilmesi ve rekabet ortamının geliştirilerek ekonomik kalkınmanın
gerçekleştirilmesi olarak belirtilmiştir. Bu başlık altında Bölgede 3 ilde cazibe merkezlerinin kurulması planlanmış, KOBİ’leri desteklemek için yeni bir teşvik paketinin açılacağı belirtilmiş, yine istihdam yaratmaya yönelik olarak Bölgedeki KOBİ’lere ihracat destekleri, kümelenme ve teknoparklar aracılığı ile çeşitli destekler verileceği belirtilmiştir. Bunların yanı sıra planın bu bölümünde kültür turizmi, doğal kaynaklar ve yenilenebilir enerji ve Bölgede tarım ve hayvancılığın gelişmesi için çeşitli faaliyetler bulunmaktadır.
Öncelikle Cazibe Merkezlerinin GAP Bölgesine özel bir uygulama olmadığını hemen belirtmekte fayda vardır. Cazibe merkezleri Türkiye genelinde uygulanacak bir projedir. Ancak hükümetin bu konuda ilk önceliği GAP’a vermiş olması olumlu bir yaklaşımdır.
Bölgede bölgesel, sektörel ve proje temelli teşviklerin uygulanacağı planda belirtilmektedir. Ancak ne zaman uygulamaya geçileceği ve içeriğinin nasıl olacağı soruları cevapsız kalmıştır. Bölgeye yeterli oranda yatırımcı çekmediği için eleştirilen ve değiştirilmesi gerektiği hükümet yetkililerince de sık sık vurgulanan mevcut teşvik sistemi, yaklaşık 2 yıldır tartışılmasına rağmen değiştirilmemeiştir. Yine KOBİ’lere yönelik olarak belirtilen ihracat desteği, teknoparklar..vb. birtakım destekler zaten ülke genelinde uygulanan destekler olup, Bölgeye özel bir nitelik arz etmemektedir. Kümelenmenin Bölgede destekleneceği belirtilmiş ancak nasıl destekleneceği belirtilmemiştir. Bu bölümdeki tek somut faaliyet KOBİ’ler için yatırım projelerinin Bölgede desteklenecek olmasıdır. Bu faaliyet çerçevesinde kaç KOBİ’nin Bölgede destekleneceği belirtilmiş, hedefler ortaya konulmuştur. Bu desteğin şartları belli olmamakla beraber, bu Bölgeye özel olumlu bir adımdır.
Kültür turizmi çerçevesinde Eylem Planı’na birçok farklı faaliyet konulmuştur. Birtakım yörelerde seçilen kültür varlıklarının korunması, yine yeni turizm çekim merkezlerinin oluşturulması ve turizm altyapısını iyileştirmeye yönelik faaliyetler planlanmıştır. Ancak bu onarılacak eserlere ilişkin detay belirtilmemiştir. 5000 yıllık bir geçmişe sahip, birçok medeniyete ev sahipliği yapmış, tarihi ve kültürel yapıları ile açık hava müzesi konumunda olan Diyarbakır’ın inanç ve kültür turizmi için çekim merkezleri içine dahil edilmemiş olması bir eksikliktir. Bu bölümdeki olumlu bir nokta GAP illerinin kültür envanterinin çıkarılacak oluşudur. Bu bölümde genel olarak zaten yapılan ve Turizm Bakanlığı’nın yıllık planlaması içerisinde yapılacak olan faaliyetler GAP Eylem Planı’yla ile bütünleştirilmiş ve genişletilmiştir. Bundan öte yeni bir strateji ortaya konulmamıştır.
Doğal Kaynaklar Ve Yenilenebilir Enerji bölümünde Bölgede ağaçlandırma faaliyetlerine hız verileceğini görüyoruz, ancak diğer yandan güvenlik nedeniyle Bölgede ormanların yakılmasına devam edilmektedir.
Tarımla ilgili olarak Öncelikle tarımsal verimliliği arttırmaya yönelik olarak başta Urfa’daki Tarımsal Araştırma Enstitüsü’nün kapasitesinin arttırılması olmak üzere çeşitli eğitim-yayım faaliyetleri ve proje destekleri belirtilmiştir. Ancak tüm bu faaliyetler planda somutlaştırılmamıştır. Planın bu bölümünde bölgeye özel olarak hayvancılık bazında birkaç destek görünmekte ve yine bölgeye özel nitelikli bazı ufak Kümelenme projelerinden bahsedilmektedir. Ancak bunlar bölgenin yıllardır hızla gerileyen tarım ve hayvancılık sektörünü canlandırmayı sağlayacak kapsamda faaliyetler değildir. Yine Plan bölgede hayvancılığın gerilemesinin en büyük nedenlerinden biri olan yayla ve mera yasaklarına ilişkin söz söylememektedir. Son olarak bu bölümde 2012 yılına kadar sınır boyunca uzanan 30.000 hektarlık mayınlı arazinin temizleneceğinden bahsedilmektedir. Bugüne kadar Mardin-Suriye hattında sadece 316 dönüm (31 hektar ) arazi temizlenebilmiş ve maalesef temizlenen bu araziler yıllardır bunun sıkıntısını çeken bölge halkına değil, temizlemeyi yapan şirkete işletmek üzere verilmiştir.
B- Sosyal Gelişmenin Sağlanması
Eylem Planı kapsamında belirlenen gelişme eksenlerinin ikincisi Sosyal Gelişmenin Sağlanmasıdır. Bu bölümde, Bölgenin eğitim, sağlık, istihdam, sosyal hizmet ve yardımlar ile kültür-sanat-spor gibi alanlarda ülke ortalamasının altında bir konumda olmasından hareket edilerek tüm bu alanlarda bölge ortalamasının ülke ortalamasına yaklaştırılması hedeflenmiştir.
Eğitim bölümünde gerek eğitime erişimin, gerekse eğitimde kalitenin arttırılması amacıyla okullaşma ve eğitimin fiziki altyapısı temelinde somut hedefler konulmuştur. Bu oldukça olumlu bir yaklaşımdır. Yine bu bölüme verilen önem bütçe tablosunda da görülmektedir. Altyapıdan sonra tüm GAP Eylem Planında en büyük miktar eğitime ayrılmış (3 milyar YTL) ve Hükümet bunun yaklaşık 2 milyar YTL’sini şimdiden tahsis etmiştir.
İstihdam kapsamında mevcut İŞKUR’un bölgede nitelikli eleman kapasitesinin geliştirilmesi amacıyla İŞKUR üzerinden çeşitli istihdam programları planlanmaktadır. Ancak bunlar zaten İŞKUR’un yıllık planları içerisinde olan, yapması gereken şeylerdir. Bunlar Bölgeye özel ve yeni programlar değildir. Burada olumlu birkaç noktayı vurgulamakta fayda vardır. Bunlardan biri bölge üniversitelerinde Bölge ihtiyaçlarına uygun yeni birimlerin açılması, diğeri Dicle ve Harran Üniversiteleri bünyesinde kurulacak Sürekli Eğitim Merkezleri, sonuncusu ise GAP İlleri Özel İdarelerine mesleki eğitim konusunda verilecek ek kaynaklardır. Yine bu bölümde belirtilen Toplumun Yararına Çalışma Programı ile tam olarak ne kastedildiği belli olmamakla beraber, eğer bu yoksulluk sorununu hafifletmeye yönelik geliştirilebilecek bir Asgari Gelir Desteği Modeli ise oldukça olumludur. Ancak bu Bölgedeki paydaşlarla daha detaylı tartışılması ve geliştirilmesi gereken bir konudur.
Sağlık bölümünde Bölgenin sağlık açısından fiziki, beşeri ihtiyaçlarının karşılanması planlanmıştır. Burada hastanelerin fiziki imkanlarının iyileştirilmesi , yatak kapasitelerinin arttırılması ve yeni kurulacak merkezler ..vb. oldukça somut hedefler konulmuştur. Bu oldukça olumludur. Ancak tabi bu bölümdeki birçok faaliyet Sağlık Bakanlığı’nın gelecek yıllardaki programı içinde zaten bulunmaktadır.
Sosyal Hizmet Ve Yardımlar bölümünde Bölgedeki SYDV’lerin kapasitesi arttırılarak, özellikle SYDV’ler üzerinden risk altındaki sosyal kesimlere ilişkin bazı faaliyetler planlanmıştır; çocuklar, kadınlar, özürlüler, gençler, göçle gelenler ve yaşlılar olarak belirlenen bu gruplar için bu Plan’daki temel araç Toplum Merkezi, ÇATOM, Yaşam Merkezi gibi merkezlerin kurulmasıdır. Ancak bu merkezler bu insanların sosyalleşmeleri ve seslerini duyurabilmeleri konusunda bir araç olabilmekle beraber, bu merkezler somut olarak bu insanların açlık, işsizlik, eğitim, barınak gibi günlük acil sorunlarının çözümünde rol oynayamamışlardır. Geçmişte bu merkezlerin işlevleri son derece kısıtlı kalmıştır. Bugün Bölgedeki toplum merkezlerinin çoğu bir kişinin asgari ücretle istidam edildiği derme çatma yerler şeklindedir. Yeni planda da bu merkezlerin işlev, güç ve bütçeleri netleştirilmemiştir. Bu nedenle yoksulluğun bu kadar fazla olduğu bir bölgede geliştirilecek sosyal hizmet programının çok daha kapsamlı, çok daha acil ihtiyaçlara cevap verebilir nitelikte olması gerekirdi. Planın bu bölümü çok zayıftır. Bu planla ancak bölgedeki yoksul halka belki biraz daha yardım gidecektir. Plan bölgedeki yoksulluk sorununun yapısal olarak çözümüne dair bir şey söylememektedir.
Kültür, Sanat, Spor bölümünde Bölgede kültür-sanat faaliyetlerinin kamu eliyle yaygınlaştırılması, oyun alanları kurma, spor salonları, kültür merkezleri yapma… gibi birtakım faaliyetler bulunmaktadır. Ancak kültür-sanat faaliyetlerinin koordinasyonunda Valiliklere merkezi bir rol biçilmiştir. Bu risklidir. Çünkü kültür ve sanat faaliyetleri ancak sivil ve özgür ortamlarda gelişip serpilebilir. Sivil toplumu ve sanatçıları koordinasyonun merkezine oturtmak daha uygun olur. Kültür sanat faaliyetleri gerek STK’lar, gerek Belediyeler, gerekse bireyler gibi toplumun birçok farklı kesimi tarafından yapılabilecek ve zaten yapılan faaliyetlerdir. Yine bu bölümde yerel gelenekler, ezgiler ve dillerin araştırılması, korunması ve geliştirilmesine ilişkin herhangi bir faaliyet öngörülmemiştir.
C- ALTYAPInın geliştirilmesi
Eylem Planı gelişme eksenleri çerçevesinde planlanan unsurların üçüncüsü Bölgede altyapının geliştirilmesi olup, bunun da ana ekseni GAP’ın öncelikli hedefi olan sulama altyapısının tamamlanmasıdır.
Planda GAP’ta yer alan 1 milyon 820 bin hektarlık nihai sulama hedefinin 2012 yılına kadar 1 milyon 060 bin hektarlık kısmının tamamlanması hedeflenmiştir. Bu Bölge için oldukça önemli bir adımdır. Yine bu bölümde Bölgedeki enerji altyapısının iyileştirilmesine ilişkin bazı hedefler konulmuştur. Bölgenin elektrik altyapısı gerçekten çok kötüdür ve Bölgedeki sanayi, tarım, turizm ve yaşam kalitesinin gelişmesini sınırladığı gibi Bölge halkında enerjiyi biz üretmekteyiz ama biz yeterince faydalanamamaktayız duygusuna da yol açmaktadır. Bu nedenle Bölgede enerji altyapısının iyileştirilmesi çok önemlidir. Yine ulaştırma altyapısının güçlendirilmesi konusunda da Plan karayolu, demiryolu ve havayolu sektörlerinde çeşitli somut hedefler öngörmüştür. Bu bölümde Diyarbakır’da bir sivil havaalanının yapımının yer almamış olması bir eksikliktir. Yine sosyal fiziki altyapı bölümünde belirtilen atıksu, imar planları, konut, katı atık sistemi ..gibi kentsel altyapıya dönük hizmetler olumlu olmakla beraber yeni değildir.
D- KURUMSAL KAPASİTENİN GELİŞTİRİLMESİ
Eylem planının bu son 4. ekseninde Bölgedeki bu faaliyet ve projelerin gerçekleştirilmesi için gerekli kurumsal altyapıların üzerinde durulmuştur. Bu Bölümdeki tek somut faaliyet kurulması planlanan GAP Bankacılık Okuludur. Ancak bu okulun içerik ve işleyişine ilişkin herhangi bir detay Planda mevcut değildir. Yine planda belirtilen Kalkınma Ajansları zaten tüm Türkiye’de kurulacak bir yapıdır. Bu yapılara ek olarak Bölgede GAP Rekabet Konseyinin kurulması ve GİDEM’lerin yeniden açılması planlanmıştır. Ancak Rekabet Konseyi GAP Yatırım Platformunun bir devamıdır ve maalesef GAP Yatırım Platformu da yeterince aktif çalışan bir platform işlevi görememiştir. Yine GİDEM’ler bölgede çeşitli faaliyetler yapmış ancak finansal ve yönetsel sorunlarından dolayı Bölgede yeterince katma değer yaratamamıştır. Bu haliyle tekrar açılmasının bir anlamı yoktur. Yine bu bölümde bir GAP Uluslararası Araştırma ve Sulama Eğitim Merkezinin kurulması planlanmıştır. Böyle bir eğitim merkezi bu Bölge için oldukça önemlidir, ancak bu merkezler kurulurken Bölgedeki kalifiye işgücü sorunu dikkate alınarak ona göre bir istihdam yapısı oluşturulmalıdır.
Planın son bölümünde GAP Bölge Kalkınma İdaresine değinilmiştir. Tüm bu Eylem Planının işleyişini denetleyecek ve bu çalışmaları koordine edecek GAP Bölge İdaresi başlı başına sorunlu bir konudur. Yıllardır KHK ile yürütülen idarede çeşitli idari ve siyasi sebeplerden dolayı kalifiye personel kalmamıştır ve mevcut personeller de başka kurumlara gitmenin yolunu aramaktadır. Bu haliyle bu İdareyi devam ettirmenin anlamı yoktur. İdarenin kendi personelin de dahi İdarenin geleceğine dair bir güven ve inanç mevcut değildir. Bu nedenle GAP İdaresinde yeniden yapılanma çerçevesinde bir dönüşüm gerekmektedir. İdarenin merkezinin Bölgeye taşınmasının yanı sıra gerek bütçe, gerek eleman altyapısı gerek yasal altyapı açısından İdare güçlendirilmelidir.
GENEL DEĞERLENDİRME
60. hükümetin açıkladığı GAP eylem Planı 28 yıllık GAP tarihinde açıklanan irili ufaklı paketlerin 18’incisidir.Planla Hükümet 2008-2012 arasındaki 5 yıllık dönemde 4 temel başlıkta 73 eylemi hayata geçirerek 3 milyon 800 bin kişiye iş bulacağını taahhüt etmektedir. Yine Planın hayata geçirilmesiyle Bölgede 1,8 milyon hektar alanın sulu tarıma elverişli hale gelmesi ve bölgedeki kişi başına milli gelirin yüzde 209 oranında artması hedeflenmiştir.
Öncelikle yukarıda tek tek bölüm bazında yapılan değerlendirmelerden görüleceği gibi Planın birtakım olumlu noktaları olmasına rağmen , özellikle ana hedefler açısından plan gerçekçi değildir. Bölgedeki çalışabilir nüfusun toplamı 4.089.559 kişi olup [1] , Bölgedeki resmi işsizlik verileri dikkate alındığında [2] Bölgede yaklaşık 573.000 işsiz bulunmaktadır[3]. Yine milli gelir artışının %209 oranında olacağı da gerçekçi bir hedef değildir[4].
Haziran 1998’de alınan Bakanlar Kurulu kararı ile GAP’taki tüm yatırımların tamamlanması için 2010 hedef yılı olarak belirlenmişti. GAP Eylem Planı,sürekli revize edilen bitirilme yılı hedefinin bir kez daha tutturulamayacağının bir açık bir göstergesidir. Bu plan sadece GAP’ın önemli bir kısmı olan sulama kanallarının belli bir miktarının tamamlanması ve bazı barajlarının yapımını hedeflemekte ama GAP’ın tamamlanmasını öngörmemektedir. Eylem Planından GAP’ın 2012 yılının sonunda da bitirilemeyeceğini anlaşılmaktadır. Ancak, buna rağmen, yeni bir sinerji yaratma amacıyla ve 2012 yılı sonunda bitirilecek önemli hedeflerin belirtilmiş olmasıyla, bazı yeni finansman kaynaklarının bulunup, bu eylem planında harcanmasını öngörmesiyle ve sulama yatırımlarına ağırlık vermesiyle GAP Eylem Planının olumlu tarafları olduğunu belirtmekte fayda vardır.
Hazırlık sürecinde Bölge halkının görüşleri alınmamış olması Planın çok önemli bir eksikliğidir. Sadece Bölgede iş dünyasının çeşitli temsilcileri ile toplantılar yapılmıştır.Yine Eylem planının uygulanmasında da kamu kurumlarının yanında daha çok devlet güdümlü yapılar olan Kalkınma Ajansları, Cazibe merkezleri, GAP Yürütme Kurulu….gibi yapılara rol biçilmiştir. Bu Planın başarılı bir şekilde hayata geçirilmesinin sağlanması, planlama ve uygulama aşamasında katılımcı bir anlayış geliştirilerek, tüm kesimlere tanıtımının yapılması, herkesin ve her kesimin katkısının alınması ve en önemlisi sahiplenilmesi ile mümkündür.
Sulama dışı alanlar Planda yeterince yer almamıştır. Bölgede yaklaşık 4 milyon hektarlık tarım alanının 1,8 milyon hektarlık kısmı sulama alanıdır. GAP’ın farklı gruplara etkileri bugüne dek son derece eşitsiz olmuştur. Sulama dışı alanlar için farklı programlar geliştirilmeli, GAP’tan adaletli bir biçimde yararlanmanın yolu açılmalıdır. Yine Planda Bölgedeki adaletsiz toprak dağılımını değiştirmeye yönelik herhangi bir şey yoktur.
Yine Eylem Planı’nın sanayi ayağı eksik kalmıştır, bu nedenle planın muhakkak ikinci aşamasında sanayiye yönelik bir kalkınma planı ile desteklenmesi gerekmektedir.
Plan Bölge halkının acil sorunlarına odaklanmamıştır. %60’ı yoksulluk sınırının altında yaşayan Bölge halkının açlık, barınma…gibi günlük , acil , bekletilemez ve ertelenemez sorunlarına ilişkin Plan hiçbir şey söylememektedir. Planın sosyal boyutu çok eksiktir.
Eylem Planı yapı itibarı ile Güneydoğu Anadolu Projesinden sulama gibi önemli faaliyetleri almış, içine, zaten mevcut yıllık programlar içinde yer alan faaliyetleri koymuş ve buna ilave bazı faaliyetleri eklemiştir. Kısaca planda yeni bir takım faaliyetler mevcuttur, gerisi kamunun zaten yıllık programlarında olan ve bir kısmı devam eden olan faaliyetlerdir.
Bütçe açısından ilk defa finansmanı tespit edilmiş bir plan karşımızda vardır. Bu önemli olmakla birlikte , her yıl ülkenin yıllık bütçesi oluşturulurken ilgili birimlerin ve Bakanlıkların GAP Eylem Planındaki hedeflere bakarak bütçelerini oluşturmalarına dikkat edilmesinin sağlanması önemlidir. Yine bütçenin 4. sütunundaki “başka kaynaklar” bölümü net değildir. GAP eylem planının finansmanı için 2008-2012 yılları arasında merkezi bütçeden toplam 14 milyar 533 milyon 16 bin YTL kaynak ayrılacaktır. Ancak GAP planının tamamının hayata geçirilmesi için gereken kaynak ihtiyacı 26 milyar 702 milyon 65 bin YTL olarak hesaplanmış. Bunun, 7,3 milyar YTL’lık kısmı, “halihazırda öngörülen olağan kaynak” olarak finansman programına konulmuş bulunmaktadır. Ancak GAP’ın altyapının geliştirilmesinde (sulama, enerji, ulaştırma ve sosyal fiziki altyapı) kullanılacağı belirtilen finansmanı için 4,9 milyar YTL’lik bir finansman açığı bulunmaktadır. Bu açığın bütçe dışı finansman kaynaklarından sağlanacağı, planın finansman tablosunda belirtilmektedir. Ancak bu kaynağın nereden ve nasıl sağlanacağı açıklanmamıştır. Planda yazılmamış olmasına karşın, ek finansman gereksiniminin gerektiğinde özelleştirme gelirleri ve işsizlik fonunun nema gelirlerinden karşılanacağı Başbakan tarafından açıklanmıştır.
GAP Eylem Planının temel amacı “Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde ekonomik büyüme, sosyal gelişme ve istihdam artışı sağlayarak, bölgede yaşayan vatandaşlarımızın refah, huzur ve mutluluğunun artırılması” olarak belirtilmiştir. Ancak bu vatandaşların büyük çoğunluğunun Kürt olduğu gerçeği dahi planda bahsedilmemiştir. Daha da ötesi bu plan Kürt sorununa ilişkin hiçbirşey söylememektedir. Planın tanıtım toplantısında Başbakanın, TRT’nin bir kanalının bölge dillerinde sürekli yayın yapacağını belirtmesi, GAP Eylem Planının Kürt sorunun çözümü konusunu içerdiği imajını vermiştir. Oysa Eylem Planı Kürt sorununun çözümüne ilişkin bir şey içermemektedir. Kürt sorununun temel boyutları bu planda görmezden gelinmiştir. Plan; demokratikleşme, insan hakları, kültürel haklar ve yine Kürt sorununun diğer çok önemli boyutları olan zorunlu göç, koruculuk, iç bölgelerdeki savaş artıklarının (mayın, patlamamış mermiler-bombalar v.b.), mevsimlik göç, köye geri dönüş, mera yasakları gibi konulara hiç değinmemektedir. Sadece Mardin-Suriye sınırındaki mayınlı arazilerin temizleneceğine ilişkin bir hedef vardır. Halbuki bölgedeki mayın sorunu sadece sınır boylarıyla sınırlı değildir, Türkiye’de sınırın iç tarafları sivil yerleşimlerde de mayınlı arazi çoktur[5]. Yine bu noktada bölgede mayın mağdurlarına yönelik olarak bu Plan özel bir program geliştirmemiştir. En azından mayınlar temizlenene dek bölge halkına ve özellikle mayınlı bölgelerde yaşayan çocuklara bu konuda okullarda eğitimler verilerek savaş atıklarına karşı bilinç oluşturma programları oluşturulabilirdi.
Maalesef Plan Kürt sorunu bağlamında birçok noktayı atladığı gibi Bölgesel kalkınma alanında da çok fazla bir şey ifade etmemektedir. Planlanan cazibe merkezleri, teşvikler, KOBi destekleri, tarımsal destekler…gibi destekler önemli olmakla birlikte bölgeler arası gelişmişlik farkını ortadan kaldırabilecek nitelikte değildir. Diğer önemli bir sorun Eylem Planının nasıl hayata geçirileceği belli değildir.
Bu noktadan sonra yapılacak birkaç seçenek vardır:
a- Plan Kürt sorununun çözümüne bir politika olarak algılanmıyor ve bu nedenle Bölgede güven uyandırmıyor. Ya paketin kendisi siyasi istikrara dair bir beşinci eksen içermeli, ya da bu konuda geliştirilecek paralel politikalarla ilişkilendirilerek yürütülmelidir.
b- Güneydoğu Anadolu Projesi’ne inanç kalmamıştır. Bu nedenle Güneydoğu Anadolu Projesi kaldırılmalı (sulama projeleri ayriyeten bitirilebilir), yerine OHAL ve çatışmalı dönemi yaşayan iller üzerinden yeni bir ortak bölge tanımlaması yapılmalı ve bu kapsama giren illeri içeren genel bir gelişme programı oluşturulup uygulanmalıdır.
Plan bu haliyle Başbakan Erdoğan’ın açıkladığı Bölgeye refah, huzur ve mutluluk getirmek hedefinden oldukça uzaktadır. Bölgeye refah, huzur ve mutluluk getirmek Kürt sorununun tanınmasından ve Bölge halkının yaşadığı travmaları atlatmasına yardım edecek demokratik bir ortamın yaratılmasından geçer . Yine bu Bölgenin sosyo-ekonomik gelişme süreci Kürt sorunun çözümü ile birlikte ele alındığı takdirde ancak başarılı olacaktır.
[1]TÜİK ADNKS 2007 sonuçlarına göre; 15-65 yaş arası nüfus.
[2] TRC1 için %15,1, TRC2 Bölgesi için %12,0, TRC3 Bölgesi için %15,7 , 3 Bölgenin ortalaması olarak %14 alınmıştır.
[4] Bu rakamlar GAP Bölge kalkınma İdaresinin hazırlamış olduğu Ağustos 2007 tarihli Faaliyet Raporundan direkt olarak alınmış rakamlardır, herhangi bir gerçekçi analize dayanmamaktadır.
[5]Ottawa Sözleşmesine göre Türkiye’nin bildirdiği mayın stoğu 3 milyon civarındadır ve 1 Mart 2004’e kadar stoğun imhası gerekirken Türkiye hiçbir açıklama yapmamıştır.