Devlet, azınlık derneklerini neden kapatıyor?
Yakında İletişim Yayınevinden çıkacak olan “Kürdistan’da Sivil Toplum” kitabımız için yazar Şeyhmus Diken’le birlikte 2014 yılı boyunca Kürdistan’ın 16 ilini ziyaret ederek, sivil toplum örgütleri ile görüşmeler yaptık. Bu çerçevede kadın, ekoloji, çevre, çocuk, kültür derneklerinin yanı sıra İslami dernekler ve azınlık derneklerini de ziyaret ettik.
Çalışma sırasında gözlemlediğimiz bir konu Kürdistan’daki sivil toplum örgütlerinin çoğunun Kürdistani bir bakış açısına sahip olduğu idi. Bir diğer önemli gözlemimiz ise Kürdistan’daki Süryani, Ermeni, Alevi, Arap, Arami… gibi farklı din ve kültüre sahip azınlıkları temsil eden derneklere ilişkindi. Bu derneklerin hemen hepsi Kürt siyasal hareketinin söylemlerinin topluma yansıması sonucu, bugün Kürdistan’da kendilerini çok rahat ifade edebildiklerini ve ötekileştirilmediklerini görüşmelerimizde dile getirmişlerdi. Birçok azınlık derneğinin temsilcileri Kürt siyasal hareketinin içinde yer almaktaydı. Görüştüğümüz azınlık derneklerinin hemen hepsi Kürt siyasal mücadelesinin tarafı olduklarını dile getirmiş ve çalışmalarında Kürt siyasal hareketinden destek aldıklarını özellikle belirtmişlerdi.
Azınlık dernekleri mevcut Kürt dernekleriyle Bölgede birçok ortak çalışma yapıyorlar. Örneğin bir yandan Kürdi-Der’de Ermenice kurslar açılırken, öte yandan da Arami, Süryani, Mıhallemi Dernekleri faili meçhullerle ilgili çalışmalara destek verebiliyor. Halkların kardeşliğinin Kürdistan’da bir söylemden çıkıp realiteye dönüşmeye başladığını Kürdistan’daki sivil toplum örgütlerinde açıkça gözlemlemek mümkün.
Dün Ceylanpınar’da Humera Jêrin, Ebu Hemeda Jorin ve Ebu Hemeda Jêrin köylerinde yaşayan ve ilçenin en kalabalık aşireti olarak bilinen Arap aşireti Karajna’nın HDP’ye katılmasını da bunun bir sonucu olarak görmek lazım. Nitekim Karajna aşireti adına konuşan aşiret lideri Musa Doğan, “Barışı kardeşliği burada göreceğimize inanıyoruz. Bu ülkede ırk ayrımı yapmayan bir partide olduğumuz için mutluyuz. Kardeşlik temelinde bu partiye katıldık ve katılmaktan gururluyuz”diyerek, Kürdistan’daki dönüşüme de işaret ediyordu.
Ancak belli ki devlet bu dönüşümden hoşnut değil!
Geçen haftadan beri Bölgede başlayan azınlık derneklerine ilişkin kapatma kararlarına bu çerçeveden de bakmak gerekiyor!
Önce Süryani Derneği, tüzüğünde ‘eş başkanlık’ var diye ilk duruşmada kapatıldı! Mardin Süryani Birliği Derneği Başkanı Yuhanna Aktaş yaptığı açıklamada “devletten özür beklerken kapatıldıklarına” dikkati çekiyor ve bu kapatma kararının yüz yıl öncesinin acılarını tazelediğini belirtiyordu.
Süryani Derneğinden sonra devlet aynı hafta Midyat merkezli kurulup, kısa zamanda Urfa, Mardin, Batman, Siirt, Antep, Adana, Mersin, Muş ve Bitlis gibi illere yaygınlaşan Anadolu Arap Birliği Hareketi Derneğini, tüzüğünde “Eş başkanlık, kadınlar, gençler, engelliler, çocuklar, ekoloji, yoksullukla mücadele, sağlık hak savunuculuğu” gibi maddelerin yer alması gerekçesiyle kapattı. 2014 başında kitap çalışması için görüştüğümüz Derneğin genç başkanı ve şuan HDP Mardin Milletvekili aday adayı olan Mehmet Ali Aslan, görüşmemizde “devletin Arapları algıda düşmanlaştırdığını ve bu algıları kırmaya çalıştıklarından”bahsetmişti.
Azınlık derneklerine ilişkin bu kapatmalar bölgede devam edecek gibi görünüyor. Belli ki halkları birbirlerine karşı “düşmanlaştırma” devletin işine yarıyor. Devlet halkların kardeşliğinden hiç haz etmiyor!
Nurcan Baysal
*As published in T24 on 08.04.2015