Cry for my beloved Antakya On the 35th day since the earthquake struck, I enter Antakya[1]. I am rendered speechless by the horror of the scene before me. Everywhere I turn, everything is destroyed. I search for a building that may have withstood the force of the tremors but find none. The city lies in […]
Kategori: Yazılar
Under the earthquake, alongside the bodies, lies the rubble of the State itself We’re at the entrance of the road into Adıyaman, looking at vehicles parked in rows that stretch into the distance for miles. It dawns on me that I’m looking at a cemetery. After a long queue we manage to enter the city […]
İyi ki doğdun Osman Kavala!
20 yıldan fazla zaman geçmiş olmalı. Bir toplantı için İstanbul’daydım. Toplantı sonrası gideceğim yere doğru bir taksiye bineceğim. İstanbul’u pek bilmediğim için Osman Kavala’ya taksiye yolun hangi tarafından binmem gerektiğini sordum. “Taksiye binmeyin, metro var o tarafa, ben de onu kullanıyorum, çok daha rahat” dedi. İstanbul’da metroyu henüz hiç kullanmadığımı söyleyince benimle metroya kadar yürüdü, […]
Suriyeliye vurmanın dayanılmaz hafifliği
Birkaç gün önce küçük bir haber olarak geçiyordu birkaç medya kuruluşunda: “17 yaşındaki Suriyeli Firas el Ali, Hatay’da bıçaklanarak öldürüldü…” Haberle birlikte iki görüntü vardı. İlkinde 17 yaşındaki Firas’ın elinde bir demet çiçek, başında kepiyle, lise mezuniyet fotoğrafı. İkincisi ise Firas’ın yerde kanlar içinde inlerken çekilen video görüntüleri. İkinciye bakamadım. Peki, çiçekler içerisinde, kep giymiş […]
Kentin hakkı, Sur’un hakkı, bir kalp sızısı
Geçtiğimiz aylarda Deutsche Welle’de “Diyarbakır sokaklarının rengarenk değişimi” başlığıyla verilen bir video haber, bir Diyarbakırlı olarak derin bir acı hissetmeme vesile oldu. Video haberde Diyarbakır Sur’un rengarenk sokakları gösteriliyor ve bu rengarenk sokaklarda yapılan röportajlardan kesitler sunuluyor. Duvarları ve kafeleri ile süslenmiş sokaklardan geçen insanlar şunları söylüyor: “Süsleyip değiştirmek daha güzel oldu, daha otantik oldu, daha […]
Çok soğuk bir gündü. Uzun yıllar sonra Musul’a kar yağmıştı. 2015 yılının Ocak ayında, Musul sınırındaki Baadre köyünde İŞİD’in elinden kurtarılan kadınlarla birlikteydim. Sınırdaki Baadre köyü İŞİD’in Musul’u almasıyla boşalmış, İŞİD’den kurtarılan kadınlara geçici ev olmuştu. Köy evinin odası bomboştu. Köy boşaltılırken insanlar eşyalarını da götürmüştü. Muhtemelen artık geri gelemeyeceklerini düşünmüşlerdi. Dışarıda kar, evin içinde […]