Bu Kürtler ne istiyor!
Sayın Cumhurbaşkanım!
Bu size ikinci mektubum. İlkini hatırlarsınız daha çok çocuk doğurmamızı istediğinizde yazmıştım. Kafamız karışmıştı Kürt kadınlar olarak, buyruğunuz bizleri de kapsıyor mu diye…
Şimdi de görüyorum ki sizin kafanız karışmış. Dün “Kardeşim neyin eksik senin. Bir Kürt olarak sen bu ülkede Cumhurbaşkanı oldun mu? Oldun. Ne istiyorsun daha, ne istiyorsun?” diye soruvermişsiniz bize.
Eh siz sorunca, bize de tabi ki anlatmak düşer…
Tankı, TOMA’yı, helikopteri sevdiğinizi biliyoruz ama biz Kürtler bunları sevmiyoruz Cumhurbaşkanım! Sık sık devletinizin eliyle yaşadığımız fiziki şiddetin yanı sıra; tankınız, TOMA’nız ve her gün tepemizde uçan helikopterleriniz üzerimizde bir psikolojik şiddet yaratıyor. Hani yanlış anlamayın, haşa sözüm siz kudretli Türk devletine değil, ama bunlar “sömürge” altında yaşadığımız hissiyatımızı kuvvetlendirmekte…
Biliyorum siz silahı da seviyorsunuz, sık sık ben uğraşacağıma sokaktaki “çapulcuları” esnafım kısa yoldan halletsin diyorsunuz. Lakin tam da silahsızlanmanın konuşulduğu bugünlerde, biz devletin de Bölgedeki silahlarını normal seviyeye çekmesini, TOMA’sını tankını sokaklarımızdan çıkarmasını bekliyoruz.
Devlet eliyle katledilen sevdiklerimizin kemiklerini istiyoruz Sayın Cumhurbaşkanım! Sevdiklerimizin kemiklerini biz kendi derneklerimizle ya da elimize kazma kürek alarak dağ taş aramaktayız. Kendime sık sık aynı soruyu soruyorum Sayın Cumhurbaşkanım: Dünyanın 18. büyük ekonomisinin bizim sevdiklerimizin mezarlarını arayıp, bulup, kazacak parası mı yok? Neden devlet sevdiklerimizin gömülü olduğu toplu mezarları bulup açmıyor? Neyi bekliyor? Neden devlet bize bir avuç kemiği çok görüyor? Cevabı bulamıyorum Cumhurbaşkanım!
Bir de yakıp yıktığınız köylerimiz var. 4500 tanecik! Köyümüzü istiyoruz Sayın Cumhurbaşkanım! Hayvanları, otları, kelebekleri, insanlarıyla beraber yaktığınız köylerimizin yeniden inşa edilmesi ve köylerimize, yuvalarımıza dönüşümüz için gerekenlerin biran önce yapılmasını bekliyoruz.
Kürtleri katledenlerin hepsi salıverildi Cumhurbaşkanım! Oysa biz devletin “kaybettiği” ve katlettiği sevdiklerimize karşı bu suçları işleyenlerin cezalandırmasını bekliyoruz!
Daha ne mi istiyoruz Sayın Cumhurbaşkanım!
“İyi Kürt”, “kötü Kürt” diye bölerek, korucu yapılan halkımızın üzerinden devletin elini çekmesini istiyoruz. 12 yıl önce iktidara gelmeden partinizin vadettiği gibi koruculuğun biran önce kaldırmasını bekliyoruz.
Çalıp çırptığı için değil, politik görüşlerinden dolayı içeri atılan binlerce evladımızın biran önce salıverilmesini bekliyoruz…
Anadilimizi istiyoruz sayın Cumhurbaşkanım! Anadilimizde eğitimin yolunun biran önce açılmasını, anadilimize saygı gösterilmesini, anadilimizi geliştirmemiz için gerekli ortamın hazırlanmasını istiyoruz …
Yıllardır hasret kaldığımız, yuvasından, toprağından uzak babalarımızın, çocuklarımızın biran önce yuvalarına dönmelerini istiyoruz! Sadece dağdaki çocuklarımız değil, Brüksel’den Mahmur’a dünyanın her tarafına mülteci olarak dağılmış evlatlarımızın biran önce yuvaya dönmelerinin yolu açılsın istiyoruz!
Daha ne mi istiyoruz Sayın Cumhurbaşkanım!
Ormanlarına, hayvanlarına kadar yakıp yıkılan, kimyasal silahlarla dereleri, ırmakları kirletilen coğrafyama, vatanıma yapılanların telafi edilmesini istiyoruz…
Her gün çocuklarımızın cenazeleri geliyor. Çocuklarımızı katleden İŞİD canilerine verilen desteğin derhal kesilmesini istiyoruz. İŞİD kadar bu katliama sesiz kalan ve destekleyen bu devleti de çocuklarımızın katlinden sorumlu tutuyoruz…
Daha ne mi istiyorum!
Benim yaşadığım hayatı çocuklarım yaşamasın istiyorum. İşte, okulda, hiçbir yerde çocuklarımın Kürt olduğu için ayrımcılığa uğramayacağından emin olmak istiyorum.
Bize yapılanların ve yaşadıklarımızın kabul edilmesini, bizden doğru düzgün özür dilenmesini, yaşadıklarımızın telafi edilmesi için gerekenlerin yapılmasını ve bir daha asla yaşanmayacaklarına dair gerekli düzenlemelerin hayata geçirilmesini istiyorum.
Velhasıl Sayın Cumhurbaşkanım, dediğiniz gibi biz bu ülkede cumhurbaşkanı dâhil her şey olabiliyoruz, sadece Kürt olamıyoruz!
Oysa biz “her şey” den çok Kürt olmak istiyoruz!
Nurcan Baysal
*As published in T24 on 17.03.2015