10 Temmuz, Kürtlerin O GÜN’ü
Bazı günlerin hayatlarımızda bir ağırlığı vardır. Onlar unutulmaz. O GÜN hayatımızda bir kırılma yaşanır. O GÜN’den sonra hayat asla eskisi gibi olmaz. O GÜN bazen en acı gün, bazen bir şeylerin geri dönülmez bir şekilde değiştiği gündür. Hele bazı O GÜN’ler bütün bir yaşamı belirleyecek kadar kuvvetli hatıralara sahiptirler.
O GÜN aklımıza geldiğinde dudaklarımız titremeye, gözlerimiz kendiliğinden yaşarmaya başlar. Bir şeyler söyleyip, O GÜN’ü anlatmak istersiniz, ama başaramazsınız. Boğazınız düğümlenmiştir bir kere. O GÜN diye başlayan cümleleriniz yarım kalır.
Kürtlerin hayatları O GÜN*’lerle doludur. 10 Temmuz Kürtler için böyle acı bir O GÜN’dür.
O GÜN’ü birçok Kürt unutmaz. Binlerce Kürt çocuk O GÜN, bir gün içinde büyümüştür.
HEP İl Başkanı ve aynı zamanda komşumuz olan Vedat Aydın, 5 Temmuz 1991 gecesi telsizli ve silahlı kişilerce evinden alındı. Cansız bedeni 2 gün sonra bulundu. Öylesine korkunç işkence edilmişti ki bedenine, insanlar isyan ediyordu. Vedat Aydın’ı son yolculuğuna uğurlamak için yüz binlerce insan 10 Temmuz günü Diyarbakır’da toplandı. Diyarbakır surlarının üzerine yerleşen özel timler, O GÜN cenaze töreni için toplanan, sevdiklerini son yolculuğuna uğurlayan insanları taradı. Onlarca insan öldü, yüzlercesi yaralandı. Yerlerde kan göletleri oluştu. Yaralı ve ölülerini insanlar ancak sürükleyerek alandan çıkarabildiler.
Devlet O GÜN, Vedat Aydın’ın şahsında Kürtleri sindirmek, korkutmak istedi. Oysa tam tersine O GÜN binlerce Kürt genci için bir dönüm noktası oldu. “Evet, direnebiliriz, mücadele edebiliriz”hissiyatı Kürtleri sarıp sarmaladı. O GÜN’e şahitlik eden yüzlerce Kürt genci dağın yolunu tuttu. Kimisi de farklı kanallardan mücadeleye katıldı. Selahattin Demirtaş bir röportajında şöyle söyler:
“Vedat Aydın’ın cenazesi bulunana kadar geçen 3 gün içinde duygusal yönden çok etkilendim. Cenazenin kaldırılacağı gündü. Meydana doğru yürüyen bir grup gencin arasına katıldım, birlikte yürümeye başladım. Polisler ellerinde kalaslarla gençleri kovalamaya başladı. Ben de onlarla kaçtım. Mardinkapı önüne geldiğimizde bu kez kalabalığın üzerine ateş açıldı, bilinen acı olaylar yaşandı. Hayatımın rotası o gün değişti, siyasal kimliğimle o gün tanıştım; O GÜN başka bir insan oldum.”
O GÜN birçoğumuz başka bir insan olduk! O GÜN’e şahitlik eden binlerce Kürt çocuğun hayatı değişti.
Vedat Aydın cinayeti Kürtler açısından 90’lı yılların karanlığının, faili meçhullerin başlangıcıydı. Vedat Aydın’dan sonra 18 bin Kürt daha faili meçhul cinayetlerle katledildi. Katledilişinin üzerinden 24 yıl geçmesine rağmen Vedat Aydın cinayetinin aydınlatılmasında bir arpa boyu yol kat edilmedi. Vedat Aydın ve tüm sevdiklerimizin bedenleri hala yerde, kaldırılmayı bekliyor.
Belki komik ama, ben uzun yıllar ülkenin batısında yaşayan gençlerin hayatlarının nasıl olduğunu, onların 10 Temmuz’da ne yaptığını merak edip durdum. Sahi bizi tararlarken, siz O GÜN ne yapıyordunuz?
O GÜN diye başladığım bu yazı 2 gündür elimde. O GÜN neler yaşadığımı yazamıyorum bile… O GÜN yaşananları anlatacak kelimeleri ben henüz bulamadım. Hiçbir kelime benim için O GÜN’ün ağırlığını anlatmaya yetmiyor. Dudaklarım titriyor, gözlerim kendiliğinden yaşarıyor. Yazmaya çalışırken, klavyede parmaklarımı koyacak yer bulamıyorum. O GÜN hala benimle birlikte yaşıyor…
*Kürtlerin farklı O GÜN’leri için 2014 yılında İletişim Yayınevi’nden çıkan O GÜN adlı kitabıma bakabilirsiniz.
Nurcan Baysal
*As published in T24 on 10.07.2015